Oyun Zamanı
Oyun kavramı çocuk masumiyetinin son kalelerinden biri. Organik oyunlar artık hiç fabrikasyon oyuncak alamayan fakir ailelerin çocuklarında görülüyor. Küresel sermaye, bilim, teknoloji, eğitim kurumları dört bir koldan çocuğun “oyununu bozmaya” çalışıyorlar. Sermaye, bir çocuğun küçücük bir çöpü uzay gemisi yapabildiği bir dünyayı mühendislik tasarımlarıyla dolduruyor. Gerçeği parçalayarak kendi doğasını kaybeden bilim, oyunun doğasını anlama adına yapay modellemeler üreterek gereksiz müdahalelerde bulunuyor. Teknoloji, özellikle dijital ataklarla oyunla (play) “game” kavramlarını aynılaştırmaya çalışıyor. Eğitimciler “eeveett, oyun bittiiii, ders başlıyoooor” diyerek ve ders çizelgelerine “oyun saati” yazarak hakikati örseliyorlar. Dersleştirilen oyunların çocuğun hayal dünyasını nasıl kısıtladığı anlaşılmıyor bile.
Herkes oynamaya programlı olduğu halde bunun eğitiminin verildiği bir dünyada “kral çıplak” diyen yok. Yetişkinler oyunu “iş”’e çevirmiş durumda. Halbuki oyun organiktir, iş mekaniktir. İngilizcedeki “play” kelimesinin kökü olan eski Almancadaki “plegan” kelimesinin anlamlarından biri “iş’in karşıtı olan” şeklindedir. Yetişkinler oynamayı bırakmakla yetinmeyip, yapbozları gibi kullandıkları çocukların oyun genetiğini bozamaya çalışıyorlar. Bu nedenle “büyümüş de küçülmüş” çocukların sayısı artıyor.
Son zamanlarda oyuna verilen en büyük zarar, oyunlaştırma (gamification) adı altında hayata geçiriliyor. Aslında oyun olmayan oyunlaştırma, davranışçı ödül sistemleriyle dijital tasarım tekniklerinin cazibe oluşturma buluşmasıdır. Satış pazarlamanın yeni bir aracı olan oyunlaştırma çeşitli uygulamalar çerçevesinde puan biriktirmek, rozet toplamak, bir sonraki düzeye geçmek, anlık ödül almak, rütbe yükseltmek gibi işlemler içeriyor. Oyunla oyunlaştırmanın aynı kelimeden yola çıkarılması çok ciddi bir istismar ve tacizdir.
Oyunla game farkını vurgulamakta yarar var: Oyun doğaldır; game mekaniktir. Oyunda yetişkin müdahalesi yoktur; game programlanmıştır. Oyunda herhangi bir yöntem, teknik bulunmaz; game davranışçı ilkelere göre düzenlenir. Oyun anlık yaratılır, üretilir; game baştan açık bir amaç taşır. Oyun yürekle, game beyinle oynanır. Oyunda içtenlik vardır, game’de –meli/-malı vardır. Oyunda şimdi vardır, game’de geçmiş-gelecek.
Biri lütfen gamification kelimesine başka bir Türkçe karşılık bulsun. Lütfen.