Öğrencilere Hataları Kucaklamayı Öğretmek

Öğrencilere Hataları Kucaklamayı Öğretmek

Orijinal Başlık: Teaching Students to Embrace Mistakes 1

Son on yıldır ilkokuldan yüksekokula kadar çocuklarla birebir çalıştık. Yaşları ve ırkları ne olursa olsun neyle mücadele ettiklerini sorduğunuzda neredeyse evrensel bir dille bazı derslerin adını verdiler “matematik,” “İngilizce” veya bazı örneklerde olduğu gibi “okul.” Okulun başlı başına bir sorun olmasından kuşkulanıp son sınavlarını görmek istedik. Biraz mırıldanmadan sonra öğrenciler çantalarının derinliklerinden tortop olmuş lekeli kâğıtları çıkardılar.

Bir öğretmen için bu fazlasıyla sinir bozucudur: Hayatının çok büyük bir bölümünü sınavları notlandırmak, öğrenci metinlerine yorum yapmak ve ödevlere yapıcı geri bildirimler vermek için harcıyorsun ve sonunda bu emek yok sayılan tortop edilmiş bir kâğıt parçasına dönüşüyor. (evet, öğrenciler yazdığın notları tabii ki okuyor; ancak sadece kırmızı kalemle verilmiş notlara baktıkları bir gerçek, bu konuda bir yanılgıya düşmemelisiniz.) Öğrencilerin tembel ve yaramaz olduklarıyla ilgili bir karara varmadan önce neyi neden yaptıklarını anlamak yerinde bir yaklaşım olacaktır.

Hataların Arkasındaki Bilim

Öğrencilere geribildirimlerin avantajlarının kullanmaları gerektiğinin söylenmesi yalnızca iyi bir tavsiye değil, bilimin düzenidir. Son yıllarda araştırmacılar insanların nasıl uzmanlaştıklarıyla ilgili birçok bulgu elde etti. Buradaki ana düşünce yazar Malcolm Gladwell’den repçi Macklemore’e kadar birçok kişi tarafından popüler hale getirilmiş 10.000 saat kuralı. On bin saat neredeyse her alan için uzmanlaşma yolunda harcanması gereken süredir. İnsanların çalışmanın uzmanlaşmayı getirdiğini anlaması harika bir şey fakat bunun yanında araştırmaların en önemli kısmı bir insanın ne kadar çok çalışma yapmasından ziyade ne nitelikte çalıştığıdır. “Sistemli çalışma” olarak adlandırılan bu ikinci kategori harekete geçmenin öncesinde işlemeyen ne varsa uzaklaşıp, zor olduğu düşünülen bölümde uzmanlaşmayı kapsamaktadır.

Bir klasik keman sanatçısının provasını düşünelim. Bu kemancı sırf oldurmak için bir parçayı zor kısımları geçiştirerek baştan sona çalmaz. Müzisyen sorunlu noktalarda durur, bu noktaların sorununu halleder ve aynı bölümü tekrar tekrar çalar ve yalnızca mükemmel olduğuna inandığında ilerler. Aynı ilke okul işleri için de geçerlidir. Hatalar herhangi bir sınıfta meydana gelen en önemli şeydir çünkü hatalar size “sistemli çalışma” için nereye odaklanacağınızı söyler.

Öyleyse neden öğrenciler hataları değerli bir kazanç olarak görmezler? Çünkü öğrenciler hataları mantık açısından değil duygusal açıdan değerlendirirler. Hatalar öğrencilere kendilerini aptal gibi hissettir. Özellikle, bu bir utanç hissi yaratmakta ve bizim doğal tepkimiz hatanın kaynağından kaçınma davranışı olmaktadır. Utandırıcı bir şey söylersek yüzümüzü saklama ihtiyacı hissederiz. Kötü bir not alırsak da sınavı saklama eğilimimiz var. Şaşırtıcı olmayan şey ise bu yaptığımızın daha iyi olmak adına yapılabilecek en kötü şey olmasıdır. Akademik başarının belirleyicilerinden biri de çocuğun ne kadar zeki ya da motivasyon sahibi olduğu değil, hatalarına karşı nasıl tutum takındığıdır.

Bir öğretmen olarak öğrencilerinize verebileceğiniz en iyi hediye, onların hatalara karşı bakış açılarını değiştirmektir. Sürekli gelişmekte olan ve katılım gösteren öğrencilerden oluşan bir sınıfınızın olduğunu hayal edin… Bu her öğretmenin rüyasıdır. Aslında öğretmenler oldukça asabi ve katılım göstermeyen birçok öğrenci ile bir arada olmaktadır. Bu asabi hareketler yıllardır yapılmakta. Öğrenciler sınıfınıza girdiği anda hatalarının zeki olmadıklarının bir kanıtı olduğunu kanıksamış durumdalar. Kötü bir not almayı kişisel bir saldırı ve bu notları kötü niyetin bir temsili olarak görüyorlar.

Sizin hatalara bakış açınız nasıl?

Hatalar Konusunda Yeni Bir Tavır Takınmak

Öğrencilerinizin hatalar konusunda yeniden düşünmesini sağlamak için yanlışları konusunda titiz olmalarına yardım edin. Bir cevabın yanlış olduğunu bilmek çok fazla şey ifade etmez. Eşeysiz bölünme konusunu anlamadığını bilmek daha iyi olmak için bir yönlendirme niteliğindedir. Sıklıkla, öğrencilerle sınavları değerlendirdiğimizde öğrencilerin korkunç olarak gördüğü hatalar ya dikkatsizlikle ya da bir kavramın birkaç soru da yanlış kullanılmasıyla yapılmış oluyor. Her halükarda, “hatayı düzeltmek” problem durumunun verdiği histen daha küçük.

Öğrencilerin hataları bir yardımcı gibi görmelerini de sağlayabilirsiniz. Kırmızı kalem bir düşman değil- öğrenciler hatalarıyla başa çıkmayı öğrendiklerinde kırmızı “ilerle!” anlamına gelecektir. Bu tutumu güçlendirmenin bir yolu da sınıfta bir sınavda ya da testte en çok yapılan hataları belirleyip, bunları birlikte analiz etmektir. İnsanlar ne hata yaptıklarına ve nasıl yaptıklarına ne kadar açık olurlarsa, bu hatalar geleceklerinde o kadar az yer tutar.

Hatalar somut sebeplerden dolayı olur. Bir öğrenci bütün gerekli unsurları hatırlayamamıştır, bir sürecin aşamalarını yürütememiştir ya da sadece yönergeleri göz ardı etmiştir. Kırmızı bir çarpı işareti öğrencinin yaptığı eylemlerin basit bir değerlendirmesidir. Diğer sefere kolayca düzeltilebilecek eylemler. Bu nedensel ilişkiyi ve netliği öğrenciler ile paylaşmak “sistemli çalışmayı” öğretmenin, motivasyon sağlamanın ve hatalarla daha yapıcı bir ilişki kurulmasının en iyi yoludur. Bu sizi ve öğrencilerinizi her zaman aranan insan yapar.


Dipnotlar:

  1. Maats, H. ve O’Brien, K. (7 Ocak 2015). Teaching Students to Embrace Mistakes [Blog içeriği]. Edutopia.