Kanatlarınız var mı? Beceri Sahibi Olanların Varlığını Sürdürmesiyle İlgili Dersler

Kanatlarınız var mı? Beceri Sahibi Olanların Varlığını Sürdürmesiyle İlgili Dersler

Orijinal Başlık: Got wings? Lessons on the survival of the skilled 1

Paleontologlar, New York’taki Amerikan Doğa Tarihi Müzesi’nde “Aramızdaki Dinozorlar” adlı sergide, bazı dinozorların soyunun tükenmediğini, gerçekte bugün gördüğümüz canlılara evrildiğini göstermek için kemik, tüy ve yuvalara ait tarih öncesi fosil kayıtlarını kullanıyor. İzledikleri bağlantılar, uçabilen dinozorların günümüz kuşlarına nasıl dönüştüğünü gösteriyor. Paleontologlar, kara hayvanı olan akrabaları bir sonraki adıma geçemezken, uçabilen dinozorların havadaki çevik hareket yeteneklerinin hayatta kalmalarında önemli bir rol oynadığını iddia ediyor. Kara hayvanlarının yoksun olduğu bu uçuş yeteneği, onların yer değiştirmelerini ve keskin bir biçimde değişen çevre koşullarına adapte olmalarını sağlamış görünüyor.

Şekil 1. Paleontologlar uçabilen dinozorların (solda) değişen çevre koşullarına kısa sürede adapte olduklarını ve kuşlara evrildiğini iddia etmektedir (sağda).

Kanatlarınız var mı? Beceri Sahibi Olanların Varlığını Sürdürmesiyle İlgili Dersler

Kaynak: http://www.amnh.org/exhibitions/dinosaurs-among-us/

Günümüz dünyasıyla bir benzeşim kurarsak eğer; iş yapma şeklimiz ve mevcut iş türleri, teknolojik ilerlemeler ve küresel ticaretin de etkisiyle, daha önce hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde dönüşüyor. Makine otomasyonu ve dış kaynak kullanımı, işin doğasını büyük ölçüde değiştirdi ve küresel ölçekte sismik kaymalara neden oldu. Gençler bugün değişen işgücü piyasası taleplerini karşılamak için yeni becerilere ihtiyaç duyuyor. 2018 Dünya Kalkınma Raporu’nda bu konuyu ele alarak soruyoruz: Önümüzdeki yeni zorluklarla yüzleşmek için gençlerin daha “uyumlu” olmaya hazırlanmalarına nasıl yardımcı olabiliriz?

Beceri Eksiği

Klasik beşeri sermaye anlayışı, bireylerin değişime uyum sağlama ve değişimle baş etme becerilerine odaklanmaktadır. İşgücü piyasasında bu durum, yeni beceriler kazanmak ve bireysel beceri setlerine en uygun işi bulmak için temel sağlayan sözel, sayısal, sosyo-duygusal ve problem çözme gibi temel becerilere sahip olmak anlamına gelmektedir. Ancak dünya genelinde, gençlerin üçte ikisi iş piyasasının talep ettiği temel becerilerden yoksun olarak örgün eğitimin dışına çıkmaktadır (Şekil 2). Sonuç olarak, bu gençlerin birçoğu işsiz kalmakta veya kendilerini az gelirli, düşük nitelikli, kariyerde yükselme veya gelir artışına fırsat vermeyen istikrarsız mesleklerde sıkışmış olarak bulmaktadır.

Şekil 2. İlköğretim kademesine başlayan her 100 öğrenciden yalnızca 35’i ortaöğretimi tamamlıyor.

İlköğretim kademesine başlayan her 100 öğrenciden yalnızca 35’i ortaöğretimi tamamlıyor.

Not: UNESCO(2010, 2015) ve WIDE(2017)’den elde edilen verilerle WDR 2018 ekibi tarafından düzenlenmiştir. Hesaplamalar takriben 2010 yılına aittir.

Pek çok temel beceri arasında sözel beceriler, sayısal beceri yeterliği elde etmenin ön koşuludur ve sosyo-duygusal ve karmaşık problem çözme becerilerinin gelişimini hızlandırır. Araştırma sonuçlarımız, örneğin Sırbistan’da yüksek sözel beceri düzeyinin; dışa dönüklük, vicdanlı olma, açıklık, istikrar, uzlaşmacılık, cesaret ve karar alma gibi işyerinde başarı için değerli sosyo-duygusal özellikler ile ilişkili olduğunu göstermektedir (Şekil 3). Daha da önemlisi, sözel beceri yeterliği, problem çözme gibi karmaşık beceriler de dahil olmak üzere işyerinde bu becerilerin daha sık kullanılmasıyla ilişkilendirilir.

Şekil 3. Sırbistan: Sözel beceri yeterlik düzeyi ile sosyo-duygusal beceriler arasındaki ilişki

Sırbistan: Sözel beceri yeterlik düzeyi ile sosyo-duygusal beceriler arasındaki ilişki

Not: Veriler Sırbistan’daki STEP Beceriler Ölçeğinden (2014) alınmıştır.

Yetişkinlerin sözel beceri yeterlik düzeyini ölçmek için kullandığımız, İstihdam Edilebilirlik ve Verimliliğe Yönelik Beceriler(STEP) ölçeği, sözel becerileri sınırlı bir biçimde tanımlamaktan ve bireylerin kendi beyanlarını kullanmaktan kaçınır. Bunun yerine; sözel becerileri yazılı sözcüklerin ve cümlelerin çözümlenmesinden; iş yeri, birey, toplum ve halka uygun metinlerin kavranması, yorumlanması ve değerlendirilmesine kadar uzanan bir dizi beceriyi temsil eden bir olgu olarak nitelendiririz. STEP ölçümleri ve OECD tarafından gerçekleştirilen Yetişkin Becerileri Araştırması’ndan (PIACC) elde edilen bulguları kullanarak 1. Seviye veya daha düşük puan alan bireyleri (500 puan ölçeğinde 225 puan veya daha düşük puanlama) “düşük yeterlik düzeyi”ne sahip olarak sınıflandırırız. Bu; düşük yeterlik düzeyine sahip bireylerin, çeşitli kaynaklardan elde edilen bilgileri ilişkilendirme, değerlendirme ve yorumlama gibi becerileri kazanmaksızın temel metinleri anlama konusunda sınırlılıklara sahip olduğu anlamına gelmektedir.

Dünya genelinde, 15-64 yaş aralığındaki 2 milyardan fazla yetişkinin, işverenler tarafından talep edilen ve zorunlu meslek eğitim programlarına kayıt için gerekli olan en temel sözel becerilerden dahi yoksun olduğunu tahmin ediyoruz (Şekil 4). Genç yetişkinler (15-25 yaş) arasında ise bu sayı yaklaşık 420 milyondur. Bu küresel meselenin sonuçları önümüzdeki dönemde daha keskin bir şekilde hissedilecektir, çünkü işlerin doğası değişmeye devam ediyor. Bilişsel ve sosyo-duygusal becerilerdeki böylesi bir eksiklik, pek çok düşük beceri düzeyine sahip çalışanı, küreselleşmekte olan ekonominin faydalarının dışında tutmaktadır.

Şekil 4. Dünyada yaklaşık 2 milyar yetişkin (15-64) düşük düzeyde sözel becerilere sahiptir.Dünyada yaklaşık 2 milyar yetişkin (15-64) düşük düzeyde sözel becerilere sahiptir.Not: Larson ve Valero (2017) tarafından yapılan çalışmanın verileri kullanılarak WDR 2018 Ekibi tarafından düzenlenmiştir.

Düşük düzey sözel beceriler, elbette sadece dar gelirli ülkeler için benzersiz bir meydan okuma değildir. Bu sorun, çalışma çağındaki yetişkinlerin ortalama %10 ila %26’sının asgari beceri düzeyi yeterliğinin altında olduğu orta ve yüksek gelirli ülkeler için de geçerlidir (Şekil 5). Ülkelerin tamamında, düşük düzeyde becerilere sahip yetişkinlerin daha az üretkenlik gerektiren işlerde çalışmaya daha yatkın olduğu ve becerilerini işyerinde kullanma veya iş becerilerini yükseltme fırsatlarından yararlanma olasılıklarının daha düşük olduğu sonucuna ulaştık.

Şekil 5. Yüksek gelirli ülkelerin sözel beceri düzeyi daha yüksek olmakla birlikte tüm ülkeler düşük sözel beceri düzeyi sorunuyla karşı karşıyadır.

Yüksek gelirli ülkelerin sözel beceri düzeyi daha yüksek olmakla birlikte tüm ülkeler düşük sözel beceri düzeyi sorunuyla karşı karşıyadır.

Not: PIAAC (2011-2014) ve STEP (2011-2014) verileri kullanılarak, WDR 2018 Ekibi tarafından düzenlenmiştir.

Ne yapabiliriz?

Temel sözel becerilerin geliştirilmesi, hem çalışanların işgücü piyasasındaki gidişatlarını destekleyebilir hem de ülkeleri, endüstrilerinin küresel değer zincirinde nitelikli ve karmaşık bir segmentte yer alabileceği teknoloji sınırına ulaştırabilir. Mevcut göstergeler bu alanda yapılan yatırımların karşılık verdiğini işaret ediyor. Bireylere yönelik ücret ödemeleri hem düşük-orta gelirli hem de yüksek gelirli bağlamlarda önemlidir. Aynı zamanda sözel beceri yeterliği en az 2. seviye olan çalışma çağındaki yetişkinlerin yüksek düzey beceri gerektiren, daha iyi ücretli bir beyaz yaka iş bulma olasılıklarının daha yüksek olduğunu görüyoruz. Ülkelerin düzeyine bakıldığında ise, yüksek düzeydeki sözel beceri yeterliğinin, işyerinde becerilerin daha sık kullanılması ve çalışan başına daha yüksek çıktı ile ilişkili olduğunu görüyoruz.

Bu konuya yönelik çözümlerin bağlama özgü olması muhtemel olmakla birlikte, temel becerileri geliştirmek için eğitimin niteliğini artırmaya ve gençlerin okul terk oranlarını azaltmaya odaklanılması gerektiği açıktır. Dezavantajlı öğrencilere, ek akademik ve psikososyal destek sunan Hindistan ve Meksika’daki müdahale programları, öğrencilerin okula ve öğrenimlerine devam etmelerinin olumlu etkilerini göstermektedir. Mevcut kanıtlar, sosyo-duygusal gelişimin sadece yakın dönem öğrenme çıktılarını iyileştirme değil aynı zamanda yetişkinlikte refah düzeyini arttırma için de umut vaat ettiğini ileri sürmektedir. Bir diğer etkili yaklaşım ise, öğrenci ihtiyaçlarını erken dönemde tespit etmektir. Örneğin, Kaliforniya’da, risk altındaki öğrencilere akademik başarı durumları ve ders yönlendirmeleri ile ilgili yol gösterici bilgiler veren bir ortaöğretim değerlendirme programı, öğrencilerin eğitimlerinin sonraki aşamalarında daha az desteğe ihtiyaç duyduklarını göstermektedir.

Pek çok genç, sağlam temel beceriler geliştiremeden okul sisteminden ayrılmaktadır. Okuldan ayrılan bu gençleri, ortaöğretime ve diplomalarına denklik sağlayan nitelikli ikinci şans programları ile yakalamak çok önemlidir. Sahra altı Afrika ile dar gelirli ve çatışmaların yaşandığı pek çok bölgede, okuldan erken ayrılanları geri döndürmek için büyük bir talep söz konusudur. Denklik ve ikinci şans sağlayan programlar, özellikle programlar örgün eğitim sistemiyle uyumlu olduğunda, Asya Pasifik bölgesindeki öğrencilerin eğitim ve ekonomik beklentilerinin iyileştiğini göstermektedir. Latin Amerika ve Karayipler’deki deneyimler, gençlerin ileri eğitim ile güvenli ve üretken bir yetişkinlik yolunda ilerlemelerini sağlamak için en etkili yollardan birinin çok boyutlu ihtiyaçları hesaba katmak olduğunu göstermektedir. Daha önemlisi, bu programlarda nitelik ve sosyo-duygusal beceri gelişimi öğrenci başarısını güçlendirmede önemli rol oynamaktadır.

İşverenlerle ortaklıklar kuran ve genç insanları yetiştirme konusunda kararlılığını sürdüren beceri eğitim programları, olumlu sonuçlar doğurabilir. Örneğin, BMW ve Nissan gibi otomobil üreticileri genç yetişkinler için yoğun beceri gelişimi sağlayan eğitim merkezlerine kılavuzluk ediyor. Diğer başarılı program özellikleri arasında, yüksek nitelikte aracıların olması, potansiyel katılımcılar arasında iyi eşleşmeler sağlamak için kapsamlı işe alım hizmetleri, çalışma programları, hedef meslekler ve işte eğitimi tamamlamak ve başarıyı desteklemek için bireyselleştirilmiş hizmetler bulunur. Son olarak, bağlam, programın etkinliğinde önemli bir rol oynamaktadır. Belirli bir ülkenin genel ekonomisi ve diğer talep üzerinden şekillenen faktörler, beceri artırmaya yönelik programları uygularken göz önünde bulundurulması gereken en temel hususlardandır.

İleriye bakmak

Hızla değişen sosyal ortam ve iş ortamına uyum sağlamak için, gençlerin beceri setlerini hızla güncellemesi gerekiyor. Bu amaçla, yaşam boyu öğrenme ve gelişme için temel becerilerin güçlü bir altyapısı olması gereklidir. Bunun gerçekleşmesi için ise, eğitim sistemleri herkes için öğrenme sağlamalıdır. Bu amaç için çabalarken, düşük beceri düzeyine sahip gençlerin yoluna devam edebilmesi için ikinci şans programları gibi ek fırsatlar sunmaya ihtiyacımız var. Sonuçta, kamu yatırımlarını beceri geliştirme ve beşeri sermaye oluşumunda kullanmak için işverenlerin erken dönemde, sıklıkla ve anlamlı bir şekilde katılımını sağlamak önemlidir. Tıpkı uçan dinozorların milyonlarca yıl önce kendi kanatlarından yararlandıkları gibi, bugünün dünyasında temel beceriler gençleri değişime ayak uydurmaya ve çağın ötesine geçmeye hazırlayabilir.


Dipnotlar:

  1. Valerio, A. ve Liu, J. (2017, Mayıs 30). Got wings? Lessons on the survival of the skilled [Web blog yazısı]. http://blogs.worldbank.org/developmenttalk/got-wings-lessons-survival-skilled adresinden erişildi.