Her Çocuk Önemlidir: Özel Eğitime İhtiyaç Duyan Çocukların Öğrenme Krizinin Açığa Çıkarılması
Orijinal Başlık: Every Learner Matters: Unpacking the Learning Crisis for Children with Disabilities 1
Dünya genelinde özel eğitime ihtiyaç duyan çocuk sayısı giderek artıyor. Ayrıca öğrenmeye ve öğrenme güçlüğü gibi görünmez yetersizliklere yönelik farkındalığın artmasıyla birlikte sınıfların kompozisyonu değişiyor. Tarama ve değerlendirme mekanizmaları daha iyi hale getirildikçe, mevcut durumda fark edilememiş yetersizlikler de tespit edileceğinden özel eğitime ihtiyaç duyan öğrenci sayısının da önemli ölçüde artması bekleniyor.
Bu durumun hem iyi hem kötü yanları var. İyi yanı; hiç olmadığı kadar çok özel eğitime ihtiyaç duyan çocuk okula erişebiliyor. Kötü yanı ise; özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklar akranlarına kıyasla daha düşük performans gösteriyor ve ilkokulu dahi bitirmeden okulu terk ediyor.
Özel eğitimde değişen manzara
Yakın zamanda, özel eğitime ihtiyaç duyan çocukların eğitime katılımları konusunda ilerleme kaydedildi. Ancak bu ilerleme okula erişimi sağlama ile sınırlı kaldı. Öğrenmeye katılım ve başarıya teşvik eden etkinliklerden ziyade altyapıya erişimi önceleyen etkinliklerin artışı da bu durumu kanıtlıyor.
Peki, okula erişimi sağlanan özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklar gerçekten eğitime katılıyor mu?
Bu soruya cevap verebilmek beraberinde pek çok soruya cevap vermeyi gerekli kılıyor: Bu öğrenciler öğreniyorlar mı? Sınıflarındaki farklı öğrenme ihtiyaçlarını anlamak için öğretmenlerin ne gibi araçları var? Değerlendirmelerde kullanılan araçlar öğrenmeyi mi ölçüyor yoksa öğrencileri sınıflandırarak ötekileştiriyor mu? Yapılan değerlendirmeler öğretmenlere öğrenme deneyimlerini düzenleme ve eğitime katılımı teşvik etme konularında yol gösteriyor mu?
Odakta değişim: Nitelikli öğrenme ve başarı
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları arasında yer alan nitelikli eğitim (Amaç 4) amacının gerçekleştirilmesi, özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklar dâhil tüm çocukların nitelikli öğrenme hedefine ulaşabilmesine bağlıdır. Ancak özel eğitime ihtiyaç duyan çocukların okullarda ne öğrendiği konusunda çok az bilgi bulunuyor. Tahminlere göre, düşük gelirli ülkelerde özel eğitime ihtiyaç duyan çocukların okula erişimi görece daha düşük. Dünya Bankası tarafından yayımlanan “Every Learner Matters” başlıklı rapora göre daha kapsamlı değerlendirmeler ve bu değerlendirmelerden elde edilecek veriler yardımıyla bu fark kapatılabilir.
Nitelikli öğrenme ve başarının desteklenmesi için verilerin kullanılması
Okula erişim, katılım ve öğrenme fırsatlarına ilişkin veriler, sadece okul dışında kalan özel eğitime ihtiyaç duyan çocuk sayısının büyüklüğünü anlamak için değil, aynı zamanda öğretmenleri ve öğrenci öğrenmesini desteklemek için de önemlidir.
Değerlendirmelerden elde edilen veriler hem öğretmenler hem de özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklar için sınıf planlaması, ders organizasyonu, öğrenmeye yönelik destek alanlarının tanınması, ihtiyaç duyulan kaynaklar ve öğretmen desteği ile ilgili geri bildirim mekanizmaları oluşturabilir. Aynı zamanda özel eğitime ihtiyaç duyan bir çocuğun öğrenme deneyimini diğer öğrencilere kıyasla anlama fırsatı sunabilir.
Hane halkı araştırmalarından elde edilen veriler ise, okul dışında kalan özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklara ulaşmak, ihtiyaçları belirlemek ve gerekli müdahaleleri geliştirmek için kullanılabilir.
Değerlendirmelerden elde edilen veriler ayrıca siyasi iradeyi ve finansal kaynakları etkileyebilir; kapsayıcı eğitime ilişkin öğretmen gelişim fırsatlarını iyileştirebilir ve herkes için nitelikli öğretme hedefine yönelik erişilebilir materyallere ve desteklere yatırım yapılmasını sağlayabilir.
Kapsayıcı değerlendirmeyi teşvik etmek: Öğrenme için öğrenmenin değerlendirilmesi
Bireyselleştirilmiş eğitim planları geliştirmek için ön değerlendirmelerde eğitsel bir yaklaşım benimsenmelidir. Böylelikle öğrenme ihtiyaçlarına etkili bir şekilde cevap veren öğrenme ortamları tasarlanabilir. Bu süreçte standart ölçümlerden ziyade özel eğitime ihtiyaç duyan öğrencilerin ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran, esnek yapılı alternatif değerlendirmelerden yararlanmak önemlidir. Öğretmenler ve ebeveynler de bu sürecin merkezinde olmalıdır.
Kapsayıcı değerlendirmeler, öğretim programına ve her öğrencinin ilgili öğretim programı içinde nasıl öğrenebileceğine odaklanmalıdır. Çocuğun öğretim programına yönelik performansının yanı sıra kişisel, sosyal ve duygusal gelişimi de ölçülmelidir. Böylelikle öğrencilerin hem güçlü yanları hem de yaşadıkları zorluklar belirlenebilir.
Ana kavramlara ve yapılandırılmış destek mekanizmalarına odaklanan değerlendirmeler kapsayıcılığı teşvik edebilir. Ayrıca sınıf gözlemleri, çalışma örneklerinin toplanması ve ölçüt temelli testler gibi alternatif değerlendirmeler de kapsayıcılığa hizmet edebilir. Kapsayıcı değerlendirmelerin format ve prosedürü kavramın karmaşıklığı, derinliği ve kapsamı göz önünde bulundurularak değiştirtilebilir olmalıdır.
Eğitim sistemi düzeyinde hem kısa hem de uzun vadeli öğrenme çıktılarının şu anda nasıl ele alındığı ve kavramsallaştırıldığı hakkında şu sorular çerçevesinde derinlemesine düşünmeliyiz: Bu sonuçlar standartlar, yeterlikler ya da kazanımlar bazında mı değerlendiriliyor? Ulusal eğitim politikaları ve programları tüm çocukların öğrenmesinin önemi hakkında toplumsal düşünceyi yansıtıyor mu? Başlıca öğrenme alanları neler? Her bir çocuk için yüksek beklentiler konulurken öğretim programı öğrencilerin gereksinimlerine göre nasıl uyarlanmalıdır? Öğrenme nasıl ölçülmelidir? Ölçümler eğitimin niteliğini nasıl artırabilir?
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarından olan nitelikli eğitimin izlendiği büyük ölçekli değerlendirmelerin öğrenci ve okul seçim ölçütleri; özellikle de örnekleme dâhil edilmeyen öğrenci ve okullara yönelik izlenen politikalar gözden geçirilmelidir. Özel eğitim veren okulların örnekleme dâhil edilmemesi bu okullara kayıtlı çocukların sınırlı yeteneklere sahip olduğu yanılgısı üzerine kuruludur. Düşük gelirli birçok ülke kapsayıcı eğitim politikasını benimsediği halde özel eğitim veren okullar hala norm durumundadır. Özel eğitime ihtiyaç duyan çocukların büyük ölçekli değerlendirmelerden çıkarılması, örgün öğrenme sürecinin dışında tutulduğunun bir göstergesi olup düşük beklenti ve başarıya yönelik mevcut algının da güçlenmesine neden olmaktadır.
Büyük ölçekli ulusal, bölgesel ve uluslararası değerlendirmeler özel eğitime ihtiyaç duyan çocukları da kapsamalıdır. Soruların ya da görevlerin içeriği ve niteliği değiştirilmeksizin özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklara yönelik düzenlemeler yapılmalı, böylece bu çocuklar da akranlarıyla birlikte bu değerlendirmelere katılabilmelidir. Bu tür düzenlemeler hem özel eğitime ihtiyaç duyan çocukların erişimini artıracak hem de büyük ölçekli değerlendirmelerin kapsayıcılığını güçlendirecektir.
Dipnotlar:
- McClain-Nhlapo, C., Alghaib, O. A. ve Singh, R. (2019, Eylül 13). Every learner matters: Unpacking the learning crisis for children with disabilities [Web blog yazısı]. https://www.ukfiet.org/2019/every-learner-matters-unpacking-the-learning-crisis-for-children-with-disabilities/ adresinden erişildi. ↩