Temel Bir Yaşam Becerisi: Finansal Okuryazarlık

Temel Bir Yaşam Becerisi: Finansal Okuryazarlık

Finansal okuryazarlık son yıllarda artan bir vurgu ile ülkelerin politika ve stratejilerine yön veren yeni bir kavram olarak ön plana çıkmaktadır. Dünya Bankası (World Bank) ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) gibi uluslararası değerlendirmeler yapan kuruluşlar tarafından çeşitli raporlar ve araştırmalar yayımlanarak ülkelerin finansal okuryazarlığı devlet politikalarına daha çok dâhil etmesi gereğinin altı çizilmektedir. Buradan hareketle bu yazıda temel beceriler kapsamında her geçen gün önemi artan finansal okuryazarlığı mercek altına alarak uluslararası araştırmalarda yer verilen ülkelerde ve Türkiye’de bu konudaki genel tabloyu ortaya koymak, politika önerileri ve uygulama örnekleri ile eğitim politikalarını yönlendirebilecek verileri birlikte değerlendirmek amaçlanmaktadır.

Okullarda uygulanan öğretim programlarına finansal eğitimin dâhil edilmesi gelecek nesillerin finans okuryazarı olmalarını sağlamanın anahtarı olabilir.Finansal okuryazarlık en genel haliyle “finansal kavramlar ve risklerin bilgi ve anlayışına sahip olmak, bu bilgi ve anlayışı değişik finansal bağlamlarda etkili kararlar almak, birey ve toplumun finansal iyi olma halini geliştirmek ve ekonomik hayata katılımı sağlamak için kullanma becerisi, motivasyonu ve güveni” olarak tanımlamaktadır (OECD, 2012). Bu tanımdan yola çıkarak, finansal okuryazarlığın bireyin yaşantısı ile sınırlı olmayıp toplumun genel finansal karakterini doğrudan etkileyen temel bir yeterlik alanı olduğundan söz edilmektedir. Bu nedenle özellikle çocukların ve gençlerin finansal okuryazarlık eğitimleri, birçok ülkenin eğitim ve ekonomi politikalarında giderek daha fazla alan açtıkları bir konu durumundadır.

Finansal okuryazarlık dijital çağın gerektirdiği okuryazarlık alanlarından biri olarak değerlendirilmektedir. Hızlı dönüşümlerin, yeniliklerin ve büyük bir veri akışının yaşandığı günümüzde gençler daha karmaşık finansal ürünler, hizmetler ve sistemler ile karşı karşıya bulunmaktadır. Bu koşullarda gençlerin finansal risk ve fırsatların farkında olmaları, bütçelerini doğru yönetebilmeleri ve finansal problemlere karşı öngörü geliştirebilmeleri bireylerin ve dolayısıyla toplumun finansal sağlığını geliştirmeye katkı sağlayacaktır. Bu noktada OECD tarafından sıklıkla vurgulanan gençlerin mümkün olduğunca küçük yaşlardan itibaren finansal eğitiminin sağlanması ve finansal eğitimin zorunlu eğitim müfredatı ile bütünleştirilmesi dikkate alınması gereken hususlardır. Bireylerin ve toplumun refah düzeyini etkileyecek olan bu yeterliğin her birey için eşit eğitim fırsatı çerçevesinde sunulması gerekir. Ülkelerin böyle bir yeterliği bireylerin kendi olanakları dâhilinde geliştirmelerini bekleyerek riske atması ve finansal eğitimi göz ardı etmesi uzun vadede toplumda finansal sistemin sağlıklı işleyişini engelleyecek olumsuz etkilerin ortaya çıkmasına neden olabilir.

ULUSLARARASI ARAŞTIRMALARDA FİNANSAL OKURYAZARLIK VE FİNANSAL EĞİTİM

Bu başlık altında OECD tarafından düzenlenen PISA değerlendirmesinde Finansal okuryazarlık becerisine ilişkin kavramsal çerçeve ve araştırmaya katılım gösteren ülkelerin finansal okuryazarlık konusundaki performansları ortaya konmuştur. Bununla birlikte, yine OECD (2016) tarafından yayımlanan Avrupa Ülkelerinde Finansal Eğitim: Eğilimler ve Son Gelişmeler raporundan yola çıkılarak bu konuda gelişmiş ülkelerde konuya ilişkin gelişmeler ve uygulama örneklerine yer verilmiş; bu ülkelerde geliştirilen öğretim materyalleri ve öğretmenlere yönelik finansal okuryazarlık eğitimleri odağa alınmıştır.

PISA 2012

Finansal okuryazarlık ve finansal eğitim konusunda gerçekleştirilen uluslararası değerlendirmeler ülkelerdeki genel tabloyu görmemize yardımcı olmaktadır. OECD, 2004 yılından itibaren yayımladığı araştırmalar ile finansal okuryazarlığa ilişkin veri sağlamakta ve politika önerileriyle konuya dikkat çekmektedir. Ayrıca OECD tarafından gerçekleştirilen PISA 2012 değerlendirmesinde ilk defa finansal okuryazarlık yeni bir alan olarak tanımlanmış ve bu konuda ülkelere ait veriler karşılaştırmalı olarak sunulmuştur. PISA 2012 finansal okuryazarlık araştırmasından elde edilen bulgular aşağıda özetlenmiştir:

Öncelikle, PISA 2012 raporunda finansal okuryazarlık aşağıdaki temel esaslar kriter alınarak ölçülmüştür.

Tablo 1. PISA 2012: Finansal Okuryazarlık Becerilerinin Ölçümünde Yararlanılan Temel Kriterler

Konu alanıYeterlik tanımı
Para ve işlemlerParanın farklı biçim ve amaçlarının farkında olma, günlük harcamalar, ödemeler, para değeri, banka hesapları, para birimlerine ilişkin parasal işlemleri yürütebilme yeterliği
Mali durumu planlama ve yönetmeGeliri ve varlığı kısa ve uzun vadede planlama ve yönetme becerisi, gelir ve diğer kaynakları finansal iyi olma halini geliştirebilmek için kullanma yeterliği
Risk ve ödülFinansal kayıp ve risklerin farkında olma, kredi kullanımı ve faiz oranlarını kavrayabilme yeterliği
Finansal görünümTüketici hakları ve sorumluluklarının farkında olma, ekonomik koşullardaki ve devlet politikalarındaki değişimin sonuçlarını kavrayabilme yeterliği

PISA 2012 finansal okuryazarlık beceri alanında elde edilen verilere göre OECD ülkelerinde sadece on çocuktan biri finansal okuryazarlık becerisine en üst düzey olan 5. yeterlik düzeyinde sahiptir. PISA 2012 raporunda belirtildiği üzere 5. düzeyde yeterliğe sahip olmak, banka hesabındaki faiz oranlarının hesaplanması gibi rutin olmayan finansal problemleri çözebilmeyi, transfer ücretini hesaba katabilmeyi ve gelir vergi dilimine ilişkin sonuçları içeren daha geniş finansal konuları anlayabilmeyi gerektirmektedir.

Söz konusu değerlendirmede öğrencilerin ortalama olarak %15’inin finansal becerilerde temel düzey olan 2. yeterlik düzeyinin altında performans gösterdiği belirlenmiştir. Bu yeterlik düzeyindeki öğrencilerin en iyi ihtimalle ihtiyaçları ve istekleri arasındaki farkı ayırt edebilmesi, günlük basit harcamalara ilişkin basit kararları alabilmesi, fatura gibi günlük hayatta kullanılan finansal belgeleri tanıyabilmesi ve karşılaştığı parasal durumlarda toplama, çıkarma, çarpma gibi basit sayısal işlemler yapabilmesi beklenebilir.

PISA 2012 değerlendirmesinde finansal okuryazarlık alanında verisi bulunan 15 ülke ve üç ekonomi için genel bir değerlendirme yapıldığında finansal okuryazarlık becerilerinde en yüksek performansı 603 puan ile OECD ortalamasının 103 puan üzerinde olan Şanghay-Çin’in gösterdiği görülmektedir (Şekil 1). Bununla birlikte; Avustralya, Estonya, Çek Cumhuriyeti, Flaman Bölgesi-Belçika, Yeni Zelanda ve Polonya’dan katılan öğrenciler de OECD ortalamasından daha yüksek performans göstermiştir.

Şekil 1. PISA 2012: Katılımcı Ülkeler ve Ekonomilerin Finansal Okuryazarlık Performansları

Diğer taraftan, PISA 2012 değerlendirmesinde öğrencilerin finansal okuryazarlık performansı ile matematik ve okuma alanlarında gösterdikleri performansların güçlü derecede ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Buna göre, finansal okuryazarlık ve matematik performansı arasındaki korelasyon 0.83 iken, finansal okuryazarlık ile okuma performansı arasındaki korelasyon 0.79’dur. PISA 2012 Öğrenciler ve Para (PISA 2012 Students and Money) raporunda da belirtildiği gibi, finansal okuryazarlık becerisi yüzde hesaplama, para birimlerini birbirine çevirme gibi temel düzeydeki matematik okuryazarlığı becerilerini ve bir tanıtım, reklam yazısı veya sözleşme metnini okuyup anlama ve yorumlama gibi dil becerilerini kapsamaktadır. Ayrıca finansal okuryazarlık becerisinin, finansal kararları etkileyebilecek olan duygusal ve psikolojik faktörleri de yönetebilme becerisi gerektirdiği ifade edilmiştir.

Genel olarak finansal okuryazarlık ile diğer beceri alanları arasında güçlü bir pozitif ilişki olduğu tespit edilmesine karşın, tüm ülkeler için matematik ve okuma gibi alanlarda yüksek performans göstermek finansal okuryazarlıkta da yüksek performansa sahip olunacağı anlamına gelmemektedir. Estonya, Çek Cumhuriyeti ve Avustralya gibi bazı ülkelerde öğrenciler matematik ve okuma performansına göre finansal okuryazarlıkta daha yüksek puanlar elde ederken; Fransa, İtalya ve Slovenya gibi matematik ve okuma puanlarına bakıldığında daha yüksek performans beklenebilecek bazı ülkeler de daha düşük finansal okuryazarlık performansı ortaya koymuştur. Bu durumun oluşmasında ülkelerin finansal eğitime ilişkin strateji politikalarının önemli bir etkisi olduğu düşünülebilir.

Bununla birlikte, PISA 2012 sonuçlarına göre öğrencilerin finansal okuryazarlık performansı ile sosyo-ekonomik statüleri arasında da önemli bir ilişki bulunmaktadır. Finansal yeterlik araştırmalarının çoğunun işaret ettiği bu bulguya benzer şekilde, düşük eğitim düzeyine sahip bireyler, kadınlar, azınlık gruplar gibi belirli toplumsal gruplar arasında bu konudaki eksikliğin daha belirgin olduğu gözlenmektedir.

Finansal eğitimde eğilimler ve son gelişmeler

OECD (2016) tarafından yayımlanan Avrupa Ülkelerinde Finansal Eğitim: Eğilimler ve Son Gelişmeler (Financial Education in Europe: Trends and Recent Developments) raporunda yer verildiği üzere çoğu Avrupa ülkesinde finansal bağlamlara ilişkin farkındalık ve anlayışı artırmak, geniş bir yelpazede finansal konularda bilgi sağlamak için web siteleri, online araçlar, bilgi kampanyaları, finansal yeterlik günü/haftası, müzeler gibi çeşitli kanallardan faydalanılmaktadır. Hem zorunlu eğitim hem de yaygın eğitim kapsamında yürütülen çalışmalar bankalar gibi özel kuruşların büyük oranda desteğini görmektedir. Bankaların ve diğer finansal kurumların finansal eğitim girişimleri özellikle toplumda gençler, göçmenler ve sosyoekonomik olarak dezavantajlı gruplar gibi finansal hayata katılamamış ya da yeni katılacak olan bireylere yönelik olarak planlanmaktadır.

Gelecek nesilleri 21. Yüzyılın karmaşık gerçekliği içinde etkili kararlar alan ve sorumlu tercihler yapabilen bilgi ve beceri donanımıyla yetiştirebilmek için okullardaki eğitime destek olmalı ve öğretmenleri ve aileleri çocuklar ve gençlerin finansal eğitimi konusunda cesaretlendirmeliyiz.Ülkelerin finansal eğitimi zorunlu eğitim kapsamına nasıl dâhil ettikleri ve buna yönelik yürüttükleri politika ve stratejilerin incelenmesi bu konuda neler yapılabileceğine ilişkin cevaplar sunulmasına yardımcı olabilecektir. Bu doğrultuda, Avrupa Ülkelerinde Finansal Eğitim: Eğilimler ve Son Gelişmeler Raporu’nda (2016) ortaya konan verilerden yararlanılarak bazı ülkelere ilişkin öne çıkan uygulamaların bir özeti oluşturulmuştur.

Son yıllarda genel PISA performansında da istikrarlı bir yükselme görülen Estonya’nın finansal okuryazarlık puanlarının oldukça iyi olduğu gözlenmiştir. Bunu sağlayan birçok faktörden bahsetmek mümkündür. Öncelikle Estonya finansal becerilerle ilgili içeriği ilk olarak 1996 yılında ulusal öğretim programı kapsamına almıştır. 2010 yılında yenilenen öğretim programında ise finansal konular hem ilkokul hem de ortaokul kademelerinde daha geniş kapsamlı olarak birçok dersin içeriğine dâhil edilmiştir. Bununla birlikte Estonya’da finansal kuruluşlar ve bankalar gibi özel girişimlerin finansal eğitim konusundaki ulusal stratejilerin uygulanmasında çok güçlü bir rolü bulunmaktadır.

İrlanda’da, finansal okuryazarlık eğitimi ortaöğretim kademesinde zorunlu matematik dersi kapsamında öğretim programına dâhil edilirken, ek olarak ev ekonomisi ve iş çalışmaları seçmeli dersi kapsamında finansal okuryazarlık eğitimi desteklenmektedir.

İspanya’da ise milli eğitim bakanlığı tarafından 2010/2011 öğretim yılında finansal okuryazarlık eğitimi kapsamında 15 yaş grubu öğrencileri hedefleyen bir pilot program uygulamaya konulmuştur. Bu uygulamaya 3000 öğrenci ve 32 okuldan 70 öğretmen dâhil edilmiştir.

İngiltere, İskoçya, Kuzey ve Güney İrlanda’da olduğu gibi Amerika Birleşik Devletleri’nde de finansal okuryazarlık eğitimi farklı şekillerde ve farklı zamanlarda okul programlarında uygulanmaya başlanmıştır. İngiltere’de finansal eğitim 2014 yılından itibaren ulusal eğitim programı kapsamına alınarak matematik ve vatandaşlık dersinin içeriğine eklenmiştir.

Öğretim materyalleri ve öğretmen eğitimi

Ülkelerin finansal eğitimi okullardaki öğretim kapsamına hangi öğretim materyalleri ve kanallarla dâhil ettikleri incelendiğinde örnek teşkil edebilecek bazı uygulamalara rastlamak mümkündür. OECD (2016) tarafından yayımlanan Avrupa Ülkelerinde Finansal Eğitim: Eğilimler ve Son Gelişmeler Raporu’ndan derlenen uygulama örneklerine aşağıda yer verilmiştir.

Danimarka’da Para ve Emeklilik paneli ile Danimarka Matematik Öğretmenleri Birliği tarafından işbirliği yapılarak “Funny Money” (Eğlenceli Para) isimli bir öğretim materyali geliştirilmiştir. Bu materyal 13-15 yaş arası öğrencileri hedeflemekte ve bütçe yönetimi, birikim ve yatırım gibi konuları kapsamaktadır. Bu materyal içerisinde çeşitli parasal problemlere sahip kişilerin bulunduğu kısa filmler bulunmakta ve öğrencilerin bu filmlerdeki problemleri çözmeleri istenmektedir. Ayrıca Funny Money materyalleri kapsamında aileler için hazırlanmış olan video ve basılı materyaller de yer almaktadır.

Zenginin daha fazla zenginleşmesi, fakirin daha fazla fakirleşmesi ve orta sınıfın borç mücadelesi içinde bulunmasının sebebi para konusunun okullarda değil evde öğretilmesidir.Estonya’da, finansal eğitim materyalleri 2013 yılından itibaren web eğitim portalı üzerinden erişime açılmıştır. Okulların kullanımı için hazırlanmış bu materyaller, her sınıf düzeyi için farklılaştırılmış olup farklı dersler kapsamında öğretime uyumlu hale getirilmiştir. Aynı zamanda öğretmeni yönlendiren rehber materyal içerikleri hazırlanmıştır. Bu materyaller, Estonya Milli Eğitim Müdürlüğü, Estonya Bankalar Birliği ve Estonya Finansal Denetim Makamı tarafından düzenlenmiştir.

İrlanda’da, Ulusal Tüketici Kurumu tarafından geliştirilen “Money Matters” (Para Meseleleri) isimli öğretim materyali açık bir kaynak olarak sunulmaktadır. Bu materyalin asıl amacı öğretmenler ve öğrencilere Sosyal Eğitim dersi kapsamında olan ve bireysel finans eğitimini içeren “Sorumluluk Alma” ünitesinin işlenişine yardımcı olmaktır.

Hollanda, İspanya ve Portekiz’de de web üzerinden erişime açık öğretim materyalleri sunmaktadır. Bu öğretim kaynakları öğretmenleri desteklemek için hazırlanmış bir online kütüphanedir. Eğitim portalları üzerinde öğretmenler için finansal eğitime ilişkin öneri ve yönlendirmelerin yanı sıra etkinlik örnekleri ve oyunlara da yer verilmektedir.

Amerika’da ise okullar için eğitim materyalleri geliştirmenin yanında bu eğitim materyallerinin etkililiğini ve ulusal öğretim programı ile uyumluluğunu belirlemek üzere bir de “Quality Mark” (Kalite Simgesi) geliştirilmiştir.

TÜRKİYE’DE FİNANSAL OKURYAZARLIK VE FİNANSAL EĞİTİM

Türkiye’de finansal okuryazarlığa ilişkin eğitim politikaları ve okullardaki öğretim içeriği hakkında bir değerlendirme yapmadan önce mevcut durumun bilinmesi ve öğrencilerin uluslararası ölçümler içerisindeki karşılaştırmalı konumunun anlaşılması, daha etkili strateji ve yöntemler geliştirilmesinde ve hangi noktalarda sistemin desteklenmesi gerektiği hususunda daha net bir tablo sağlaması açısından önemlidir. Bu nedenle bu başlık altında, öncelikle Türkiye’nin dâhil olduğu finansal okuryazarlık değerlendirmelerine ilişkin veriler birlikte ele alınmış ve sonrasında finansal eğitim konusunda Türkiye’de yürütülmekte olan eğitim politikaları ve stratejilerine ilişkin girişimlere yer verilmiştir.

Araştırmalarda Türkiye

Türkiye, 2012 yılında Dünya Bankası ve 2015 yılında OECD alt kuruluşu olan Finansal Eğitim Uluslararası Ağı (International Network on Financial Education-INFE) tarafından yapılan finansal yeterlik araştırmalarına katılmıştır. Ancak PISA kapsamında 2012 ve 2015 yıllarında gerçekleştirilen finansal okuryazarlık değerlendirmelerine katılmamıştır. PISA değerlendirmelerinde Türkiye’nin finansal okuryazarlık alanında verisinin bulunmaması önemli bir fırsat kaybı olarak görülmektedir. Ayrıca OECD (2016) raporunda belirtildiği üzere, birçok ülkede ulusal düzeyde finansal okuryazarlık becerilerinin ölçme ve değerlendirme çalışmaları yapılırken, Türkiye’de böyle bir çalışma bulunmamaktadır.

Ancak, Dünya Bankası ve Sermaye Piyasası Kurulu işbirliği ile 21 Nisan – 4 Temmuz 2012 tarihleri arasında, TÜİK İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması kapsamında 12 bölgede, 40 il ve 142 ilçede; rassal örneklem yöntemiyle seçilen 3009 yetişkinle gerçekleştirilen çalışmanın sonuçları önemli bulgular sunmaktadır. Bulguları Tablo 2’de özetlenen değerlendirmeye göre Türkiye’deki katılımcıların büyük bir çoğunluğunun basit hesaplamaları yapabildiği ve faiz gibi temel finans kavramları hakkında bilgi sahibi olduğu görülürken, daha karmaşık hesap ve bilgi gerektiren finansal konularda büyük bir çoğunluğun düşük performans ortaya koyduğu belirlenmiştir.

Tablo 2. Türkiye Finansal Yeterlik Anketi (SPK ve Dünya Bankası, 2012)

Katılımcılar içerisindeYüzde (%)
Basit bölme işlemi yapabilen84
Faiz kavramını tanımlayabilen72
Basit faiz hesabı yapabilen36
Birleşik faiz hesabı yapabilen26
Zorunlu harcamalardan sonra elde parası kalan38
Zorunlu durumlarda borç kullanan55
Borcu kapatmak için borç alan51
Bir yıldan uzun ekonomik planlar yapan25
İleriki yaşlarda harcamalar için endişelenen80

Dünya Bankası-SPK (2012) raporunda, Türkiye’nin tasarruf ve birikim yapma gibi hem bireysel hem de makro düzeyde ülkenin finansal sağlığını önemli ölçüde etkileyen bir konuda zayıf bir tablo ortaya koyduğu görülmektedir. Nitekim katılımcıların %38’i zorunlu harcamalardan sonra elinde para kaldığını ifade ederken, kişilerin ekonomik planlarının da çoğunlukla kısa vadeli olduğu belirlenmiştir. Bu bulgular Visa Europe (2011) ve OECD/INFE (2015) tarafından yapılan araştırmalarda Türkiye için ortaya konan bulgular ile paralellik göstermektedir. Öyle ki OECD/INFE (2016) tarafından yayımlanan finansal okuryazarlık araştırmasında Türkiye’nin diğer ülkeler ile karşılaştırıldığında birikim ve tasarruf yapma eğiliminin düşük olduğu ifade edilirken Visa Europe (2011) raporunda Türkiye’de finansal okuryazarlığa ilişkin farkındalığın çok düşük olduğu ifade edilmiştir. Bununla ilgili olarak, Fettahoğlu (2015) bir toplumda tasarruf yapma alışkanlığını bireylere kazandırmaya yönelik eğitimlerin olmayışının, o ülke açısından finansal piyasaların yeterince gelişmemesine neden olduğunu belirtmektedir. Türkiye’de finansal sistemin dışında kalan yetişkinlerin oranı %51 iken bu oran Hollanda’da %0, Almanya’da %3 ve İngiltere’de %9’dur (Fettahoğlu,2015).

Diğer taraftan, uluslararası değerlendirmelerin bulgularıyla paralel olarak Dünya Bankası-SPK (2012) işbirliği ile gerçekleştirilen Türkiye araştırmasında sosyo-ekonomik durumun finansal okuryazarlık becerileri ile oldukça güçlü bir ilişkisi olduğu ortaya konmuştur. Buna örnek teşkil edebilecek verilerden bazıları ise şöyledir:

  • Sorulara doğru cevap verme oranı gelir düzeyi yükseldikçe artmaktadır.
  • Kırsalda yaşayanların gelecek planı yapma oranı şehirde yaşayanlara oranla daha düşüktür.
  • Çocukları için birikim yapma oranı ise şehirde daha yüksektir.
Türkiye’de finansal eğitime ilişkin politika, strateji ve uygulamalar

Finansal okuryazarlık ve finansal eğitim Türkiye için oldukça yeni kavramlar olması sebebiyle bu konudaki çalışmaların öncelikli olarak farkındalık yaratmayı odağa aldığı görülmektedir. Visa Europe (2011) tarafından yayımlanan Finansal Farkındalık (Financial Awareness) raporunda Türkiye OECD tarafından oluşturulmuş Finansal Eğitimde Uluslararası İşbirliği platformunun 15 üyesi içinde finansal eğitim adına ulusal bir stratejiye sahip olmayan tek ülke olarak belirtilmiştir. Ardından 2014 yılında Türkiye’de Sermaye Piyasası Kurulu tarafından ilk ulusal strateji planı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konmuştur.

Hazırlanan finansal eylem planında (SPK, 2014), öngörülen çalışmaların bazılarına aşağıda yer verilmiştir:

  • İlk ve ortaöğretim düzeyinde müfredattaki ve yaygın eğitim programlarındaki temel finans konularının geliştirilmesi,
  • Yükseköğretim düzeyinde finans ile ilgili programların ders içeriklerinin gözden geçirilmesi,
  • Finansal eğitimle ilgili doküman ve çalışmalara yönelik bir internet sayfası oluşturulması,
  • Finansal eğitim faaliyetlerinin sosyal medya yolu ile duyurulması, finansal ürün ve hizmetlerin, finansal piyasalardaki risklerin anlaşılmasına, bilinçli tercihler yapılmasına ve yardım başvurusu prosedürlerine ilişkin açıklayıcı broşür, kitapçık, eğitici oyunlar ve benzeri kaynakların yaygınlaştırılması,
  • Ev hanımlarının finansal konularda bilinçlendirilmesi,
  • Finans dışı programlarda da finansal eğitimin verilmesi olarak belirtilmiştir.

Türkiye’de finansal okuryazarlık becerilerinin geliştirilmesine yönelik olarak finansal eğitim faaliyetleri ulusal strateji planının da yürürlüğe konmasıyla birlikte son yıllarda daha fazla önem kazanmıştır. Türkiye’de mevcut öğretim programları finansal okuryazarlık becerilerini kapsaması açısından incelendiğinde ulusal strateji planında da belirtildiği gibi geliştirilmesi gereken bir tablo ortaya çıkmakla birlikte, bazı zorunlu ve seçmeli ders içeriklerinde finansal okuryazarlığa ilişkin önemli kazanımların bulunduğu da görülmektedir.

İlköğretim düzeyinde zorunlu temel dersler olan Matematik, Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler derslerinde finansal okuryazarlığın gerektirdiği becerilerle ilişkilendirilmiş kazanımlar bulunmaktadır. Özellikle Matematik 1-4 öğretim programında parayı tanıma, para ile ilgili problemlerin çözümü, paranın ondalık gösterimine yönelik öğretim içeriğine farklı kazanımlar ile yer verilmiştir. Ortaokul ve lise öğretim programlarında da paraya ilişkin hesaplamaları içeren problemlere yer verildiği görülmüştür. Bununla birlikte Hayat Bilgisi 1-3 öğretim programında yer verilen “Parasını ihtiyaçları doğrultusunda bilinçli bir şekilde harcar.” ve “Evde nelerden ve nasıl tasarruf edilebileceğine örnekler verir.” kazanımları finansal okuryazarlığa ilişkin işaret edilen temel becerilere yöneliktir. Sosyal bilgiler 4-5 ve 6-7 öğretim programlarında da “ihtiyaç ve isteklerin ayırt edilmesi” ve “bilinçli tüketim” konularının ön plana çıktığı görülmektedir.

Zorunlu derslerin yanı sıra ortaöğretim kademesinde bulunan “Girişimcilik” ve “Ekonomi” seçmeli dersleri finansal okuryazarlık becerilerinin geliştirilmesinde öne çıkan ve önemli katkı sağlayabilecek derslerdir. Bu derslerin içeriğinde daha ileri düzeyde bir finansal bilgi ve beceri amaçlanarak, parasal risk ve fırsatlar, kar zarar, faiz gibi konulara büyük ölçüde yer verilmiştir.

Diğer taraftan, finansal eğitim konusunda ilerlemiş olan ülke örneklerinde ön plana çıkan devlet-özel girişim işbirliği Türkiye’de de çeşitli ortak projeler ve işbirliği anlaşmalarıyla güçlendirilmeye çalışılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Türk Ekonomi Bankası (TEB) ve UNICEF işbirliğiyle 2014 yılında başlatılan Sanat Yoluyla Sosyal ve Finansal Eğitim projesi ile öğretim programlarının içeriğinin finansal okuryazarlık kapsamında geliştirilmesi amaçlanmıştır. Ancak sanat alanındaki derslerin öğretim programlarının incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, bu dersler kapsamında ele alınabilecek finansal okuryazarlık konuları oldukça sınırlı kalmıştır. Bu projenin devamı niteliğinde olduğu belirtilen Bütçemi Yönetebiliyorum Projesi yine MEB ve TEB işbirliği ile 2015 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu proje ile Halk Eğitim Merkezleri’nde 3 yıl içinde 5 milyon kişiye finansal okuryazarlık eğitimi verilmesi amaçlanmıştır. Bu eğitimin daha çok dezavantajlı kesimlerden seçilen ailelere verilmesi planlanmıştır. Ek olarak, bu eğitimler kapsamında 1000 öğretmene de finansal okuryazarlık konusunda eğitmenlik sertifikası verileceği duyurulmuştur.

Finansal eğitimin okullardaki öğretim programlarına dâhil edilmesine yönelik olarak bir diğer işbirliği de 2016 yılında Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü ve Türk Ekonomi Bankası (TEB) arasında gerçekleştirilmiştir. Bu protokol kapsamında öğretmen ve öğrencilere yönelik seminerler düzenlenmesi kararlaştırılmıştır. Bu seminerlerin temel başlıkları; bütçe yönetimi, tasarruf ve yatırım yapma, gelir-gider dengesini sağlama, borçlanma, finansal hak ve yükümlülüklerini bilme gibi temel kavramlar hakkında bilgilendirme ve finansal okuryazarlık konusunda toplumsal farkındalık sağlamak olarak belirlenmiştir.

Öte yandan, finansal eğitimin okullardaki eğitim içeriğinde daha geniş yer verilmesi Türkiye için yeni konuşulmaya başlayan bir konu olsa da yetişkin eğitimlerinin daha erken tarihlerde vurgulandığı görülmektedir. Visa Europe ve Türkiye’deki üye bankalar, Kalkınma Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği ortak çalışmasının bir sonucu olarak 2009 yılından itibaren Paramı Yönetebiliyorum projesi gerçekleştirilmektedir. Bu projenin hedef kitlesi 15-30 yaş arası gençler olup, bu gençlerin bireysel bütçe yönetimlerine ve finans hizmetlerini doğru kullanmalarına destek olacak bir eğitim olanağı sunulması amacı ortaya konmuştur.

Son ekonomik krizden çıkarılacak en önemli derslerden biri de, bireylerin finansal okuryazarlığının ne kadar önemli olduğudur. Bireylerin finansal karar süreçleri geliştirdiğimizde, öğrencilere ekonomik ilkeleri öğrettiğimizde bu onların toplumun karşı karşıya geldiği önemli konuları anlama ve karar verebilme süreçlerine yardımcı olacaktır.Bütün bu proje ve işbirlikleri birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye’de finansal okuryazarlık konusunda bir farkındalık geliştirmeye yönelik çabaların arttığı görülmekle birlikte SPK tarafından hazırlanan “Finansal Erişim, Finansal Eğitim, Finansal Tüketicinin Korunması Stratejisi ve Eylem Planları” ile uyumlu politikaların yürütülmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Öyle ki bu strateji planı incelendiğinde birçok başlıkla ilgili henüz gerekli adımların atılmadığı veya çalışmaların henüz çok erken evrede olduğu görülmektedir. Öğretim programlarında finansal eğitim içeriğinin geliştirilmesine yönelik girişimler bulunmakla birlikte bu hedefin gerçekleşmesine yönelik adımların daha bütüncül olması gerektiği düşünülmektedir. Öğretim programlarının içeriğinde yer alan finansal okuryazarlık konuları incelendiğinde, PISA 2012 değerlendirmesi kapsamında yer alan “para ve işlemler” konusunun öğretim programlarında ağırlıklı olarak yer aldığı, ancak “mali durumu planlama ve yönetme”, “risk ve ödül” ve “finansal görünüm” konularının oldukça sınırlı kaldığı görülmektedir. Bu durum özellikle “geliri ve varlığı kısa ve uzun vadede planlama ve yönetme becerisinin”, “finansal kayıp ve risklerin farkında olma, kredi kullanımı ve faiz oranlarını kavrayabilme yeterliğinin” ve “ekonomik koşullardaki ve devlet politikalarındaki değişimin sonuçlarını kavrayabilme yeterliğinin” geliştirilmesi amacıyla öğretim programlarının içeriğinde düzenlemeler yapma ihtiyacına işaret etmektedir. Diğer yandan söz konusu finansal okuryazarlık becerileri ve yeterliklerinin geliştirilmesinde izlenebilecek tek stratejinin programlara kazanım eklemek olmadığı da dikkate alınmalıdır. Öğrencilere yönelik basılı veya elektronik içerikler geliştirilmesi ve öğrencilerin bu içeriklere erişimlerinin sağlanması, mevcut finansal okuryazarlık kazanımları altında içeriklerin zenginleştirilmesi ve öğretmenleri destekleyici çalışmalar ve yönlendirici kılavuz materyallerin hazırlanması da stratejiler arasında yer alabilir. Bununla birlikte, finansal okuryazarlık ile ilgili kazanımlar bağlam temelli olarak ele alınmalıdır. Bu çerçevede finansal okuryazarlığın öğretim programı içeriğinde temel bir beceri olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bunun yanı sıra, SPK tarafından hazırlanan “Finansal Erişim, Finansal Eğitim, Finansal Tüketicinin Korunması Stratejisi ve Eylem Planları” çerçevesinde öngörülen eylemlerin gerçekleşmesi için çeşitli kurum ve kuruluşların geliştirdiği finansal okuryazarlık içeriklerinin öğrencilerin erişimine uygun bir elektronik ortamda ve sistematik bir yapı içinde sunulması gerekmektedir. Çünkü çeşitli finansal kurumların hazırladıkları içeriklerin ticari kurumların web adresleri üzerinden sunulduğu dikkate alındığında, bu içeriklere erişim aynı zamanda reklam niteliği taşıyacağından okullardan bu içeriklere erişimde sorunlar yaşanacaktır. Her ne kadar SPK tarafından hazırlanmış olan strateji ve eylem planlarında finansal eğitimle ilgili doküman ve çalışmalara yönelik bir internet sayfası oluşturulması öngörülmüş olsa da, henüz bu kapsamda bir web ortamı erişime açılmamıştır.

OECD: FİNANSAL EĞİTİME İLİŞKİN POLİTİKA ÖNERİLERİ VE STRATEJİLERİ

OECD bünyesindeki Finansal Eğitimde Uluslararası İşbirliği Örgütü tarafından yayımlanan Finansal Eğitim için Ulusal Stratejiler (National Strategies for Financial Education, 2015) kitapçığında finansal eğitimin geliştirilmesini sağlamaya yönelik olarak politika önerileri ve stratejileri sunulmuştur. Finansal okuryazarlıkla ilgili diğer ülkelerdeki iyi uygulama örnekleri ile birlikte aşağıda maddeler halinde düzenlenen OECD tarafından geliştirilen stratejilerin Türkiye bağlamında değerlendirilmesi, finansal okuryazarlığın geliştirilmesine katkı sağlayabilecektir.

  • Kurumsal yetkilerin belirgin bir şekilde yerleştiği ve paydaşlarla etkili bir iş birliğine imkân veren finansal eğitim politikalarının yürütülmesini sağlayacak güçlü bir yönetim mekanizması kurulmalıdır.
  • Finansal eğitimin toplumun bütün bireylerine ulaşması hedefiyle inovatif kanallar tasarlanmalıdır.
  • Finansal eğitim olabildiğince erken başlamalıdır. Finansal eğitim örgün eğitimin başlamasıyla başlatılıp öğrencinin okul hayatı boyunca devam etmelidir.
  • Okullarda finans eğitimi ulusal stratejiler ile uyumlu bir şekilde yürütülmelidir.
  • Okullarda hedeflerin, öğrenme çıktılarının, içeriğin, pedagojik yaklaşımların, kaynaklar ve değerlendirme planlarının belirlendiği bir öğrenme çerçevesi oluşturulmalıdır. Öğrenme içeriği bilgi, beceri, değerler ve tutumları kapsamalıdır.
  • Finansal eğitim okullarda uygulanan öğretim programlarının temel içeriklerinden birisi olmalıdır. Bağımsız bir ders olarak öğretilebileceği gibi matematik, sosyal bilimler veya vatandaşlık gibi derslerin içeriğine de entegre edilmesi etkili bir yoldur. Finansal eğitim farklı derslerde geniş yelpazede bir gerçek hayat bağlamı sunabilir.
  • Öğretmenler finansal eğitim konusunda gerekli eğitim ve kaynak donanımına sahip olmalı, finansal eğitimin öneminin farkında olmalı ve finansal eğitimin öğretimi konusunda sürekliliği olan destek ve eğitim almalıdır.
  • Öğrencilerin okuryazarlık becerileri düzeylerine ilişkin okullarda değerlendirmeler yapılmalıdır.
  • Okullar ve öğretmenler için çalışılan sınıf düzeylerine uygun, kolaylıkla erişilebilen, nitelikli ve etkili öğrenme materyallerin ve pedagojik kaynaklar sağlanmalıdır.
  • Çocuk ve gençlerin yanı sıra, yetişkinlerin de finansal okuryazarlık becerilerine ilişkin araştırmalar yaygınlaştırılmalıdır. Bununla birlikte, finansal eğitim uygulamalarının etki düzeyi araştırılmalı ve daha etkili olabilecek eğitim programları üzerinde çalışılmalıdır.

KAYNAKLAR

Fabris, N. ve Luburic, R. (2016). Financial education of children and youth. Journal of Central Banking Theo ry and Practice, 2016(2), 65-79.

Fettahoğlu, S. (2015). Hane Halkının Finans Eğitimi ve Finansal Okuryazarlık Düzeyleri Üzerine Kocaeli’nde Bir Araştırma. Muhasebe ve Finansman Dergisi, 67, 101-116.

OECD. (2012). PISA 2012 results: Students and money: Financial literacy skills for the 21st century (Volume VI). PISA, OECD Publishing.

OECD. (2012). Financial education in schools. OECD Publishing.

OECD. (2016). Financial education in Europe trends and recent developments financial. OECD Publishing

OECD. (2015). National strategies for financial education. OECD Publishing.

SPK. (2014). Finansal erişim, finansal eğitim, finansal tüketicinin korunması stratejisi ve eylem planları. Ankara: Sermaye Piyasası Kurulu. 13 Ağustos 2016 tarihinde http://www.spk.gov.tr/displayfile.aspx?action=displayfile&pageid=1076&ext=pdf adresinden erişildi.

SPK. (2012). Türkiye finansal yeterlilik araştırması sonuç raporu. Ankara: Sermaye Piyasası Kurulu. 10 Ağustos 2016 tarihinde http://www.spk.gov.tr/duyurugoster.aspx?aid=20121116&subid=0&ct=f adresinden erişildi.

VISA. (2011). Financial awareness. İstanbul: Visa Europe. 13 Temmuz 2016 tarihinde http://www.fo-der.org/wp-content/uploads/2013/09/Visa-Turkey-Financial-Literacy-Conference-2011-Whitepaper-ENG.pdf adresinden erişildi.