Öğrencilerinize Eleştirel Düşünmeyi Nasıl Öğretirsiniz?

Öğrencilerinize Eleştirel Düşünmeyi Nasıl Öğretirsiniz?

Orjinal Başlık: How to teach all students to think critically 1

Sayısal düşünme becerilerini kazandırmak amacıyla Sydney Teknoloji Üniversitesi’ndeki tüm birinci sınıf öğrencilerinin yakın zamanda matematik dersini almaları zorunlu olacak.

Bu ders önümüzdeki eğitim öğretim yılı içerisinde seçmeli, 2016 yılı itibariyle zorunlu ders olacak. Üniversitenin eğitim ve öğrenci rektör yardımcısı vekili Shirley Alexander, bu uygulamayla amaçlarının öğrencilere matematiksel eleştirel düşünme becerileri vermek olduğunu ifade ediyor.

Bu değerli bir hedef, fakat eleştirel düşünmeye genel bir çerçeveden baktığımızda ne söyleyebiliriz?

Çoğu yükseköğretim kurumu eleştirel düşünceyi mezunlarının öznitelikleri arasında sıralıyor. Bu arzu edilen bir çıktı ancak tam olarak eleştirel düşünmek ne demek ve öğrencilerin eleştirel düşünmesi nasıl sağlanır?

Bu noktada sorun; tüm disiplinlerde işaret edilen ama hiçbirinde tam olarak yapılandırılmayan eleştirel düşüncenin eğitim müfredatının Cheshire Kedisi olmasıdır. Eleştirel düşünceyi odağa almaya çalıştığınız an ortadan kaybolur.

Müfredat tasarımcılarına eleştirel düşünmenin nasıl geliştirildiğini sorarsanız, cevap genellikle öğretmek isteyenler için anlaşılabilir ve yol gösterici olmayacaktır.

Bu durumun kısmen kavramın kendisinin muğlak olmasından ve bazılarının eleştirel düşünmenin tek başına öğretilemeyeceğine, ancak bir disipline entegre edilerek geliştirilebileceğine inanmasından kaynaklanmaktadır- ne de olsa bir şey hakkında eleştirel düşünürsünüz.

O halde eleştirel düşünmeyle ilgili zorunlu birinci yıl dersi nasıl olmalıdır? Bunun tek bir cevabı yok, ancak dört temel alandan oluşan bir yapı önerilebilir;

  1. Argümantasyon
  2. Mantık
  3. Psikoloji
  4. Bilimin doğası

Arkasından da bu dört alanın düşünmenin ortak diliyle ve eleştirel düşünme değerleri setiyle birbirine bağlı olduğu açıklanabilir.

1. Argümantasyon

Bağlamlar arasında transfer edilebilir bir biçimde düzgün düşünmeyi öğrenmek için en güçlü çerçeve argümantasyondur.

Basit anlamda anlaşmazlığın aksine tartışmak, bir mesele ve rasyonel analizler ve çıkarımlarla gerekçelendirilmiş duruş geliştirme maksadı olan bir muhalifle entelektüel bir sürece girmektir.

Argümanların amaçları için doğru olarak kabul ettiğimiz önermeleri ve önermelerden çıkarılanlarla varılan sonuçları veya sonları vardır.

Bu yapıyı anlamak, önermelerinin doğru olma olasılığını ölçerek ya da sonuçların bunları nasıl izlediğini inceleyerek argümanın gücünü analiz etmemize olanak verir.

Önermelerinden mantıksal sonuçlar çıkarılan argümanların geçerli olduğu söylenebilir. Doğru önermelere sahip geçerli argümanlar mantıklıdır. Geçersiz ve mantıksız olanın tanımları ise bunu takip eder. Ve bu da bize duruşumuza çerçeve çizecek bir dil ve duruşumuzun neden geçerli olduğuna dair temel bir yapı verir.

2. Mantık

Mantık rasyonalitenin temelidir. Mantığa başvurmadan eleştirel düşünceye nasıl değer atfedileceğini görmek zordur.

İnsanlar genelde formel mantıktan – temel olarak çıkarım (tümdengelim) mantığı- ve enformel mantıktan (tümevarım) bahseder. Tümdengelim çoğunlukla matematikte ve Sudoku bulmacalarında olan şeydir; tümevarım ise, ağırlıklı olarak genelleme veya analoji (karşılaştırma) ile ilgilidir ve bilimsel süreçlerin bir parçasıdır.

Mantığı kusurlu bir biçimde kullanmak akıl yürütmede hataya neden olur ve döngüsel mantık yürütme, yanlış neden hatası, doğru zannedilen yanlışlar gibi herkesin bildiği mantık hatalarını içerir. Bu bilişsel durumları öğrenmek, etkili düşünmenin gelişimi için merkezidir.

3. Psikoloji

Psikolojimizin karmakarışık işleyişi -zihnimizin gerçekte nasıl çalıştığı- sağlam bir eleştirel düşünme dersi için gerekli bir diğer bileşendir.

Son on yıllarda psikolojinin ışık tuttuğu en önemli anlayışlardan biri, düşünmenin pek de bizim yaptığımız bir şey olmadığı, bize olan bir şey olduğunu kavramaya başlamasıdır. Çünkü karar verirken düşündüğümüz ölçüde kontrole sahip değiliz.

Rasyonel varlıklar olduğumuz kadar, bilişsel yanlılıkları olan kitleleriz. Ancak bu kusurlu olduğumuz anlamına da gelmez; sadece eğitimcilerin olduğumuzu sandıkları kadar iyi ve lineer düşünmediğimiz anlamına gelir.

Bu noktada -aklımızın sadece karar verme algoritmalarını işlettiğini düşünmek yanlış olacaktır- bundan çok daha karmaşık ve özgünüz.

İnançlarımızı ve enformasyon işletim sistemimizi şekillendirmek için nasıl sonuca vardığımız organik ve kendine özgüdür. Yani sadece gerçeği arayan tarafsız akıl yürütme makinaları değiliz.

Düşünmemiz aynı zamanda önceki inançlarımız, değerlerimiz, önyargılarımız ve isteklerimizle alakalıdır.

4. Bilimin Doğası

Öğrencileri, toplumumuzda artık aynı zamanda her yerde bulunan enformasyon değerlendirme araçlarına yönelik bir anlayışla donatmak faydalı olacaktır. Bu araçlardan akla gelen ilk ikisi ise, bilimin doğası ve istatistiktir.

Örneğin; bir molekülün ne olduğu ya da Newton’un hareket yasaları hakkında eğitim vermeden hipotezler, teoriler ve kanunlar arasındaki farkı öğretmek, insanların bilimin neden güvenirliğinin olduğunu anlamalarına yardımcı olmaktadır.

Temel istatistikten anlamak ise, öğrencilerin zor ya da karmaşık konuları ele alırken daha yetkin hissetmelerini sağlar. Bu da içerikte uzmanlaşmakla değil, süreci anlamakla ilgilidir.

Düşünmenin Dili

Tüm bu bileşenlerin içine gömülü olan düşüncemizin dilidir. Çıkarım yapmak, analiz etmek, değerlendirmek, gerekçelendirmek, kategorize etmek, çözümlemek gibi bilişsel becerilerin hepsi bilgimizle yaptığımız şeylerdir.

Eğer öğrencilere, tam olarak ne anlama geldikleri ve nasıl kullanıldıklarına dair bir anlayışla bu kavramları kullanmayı anlatabilirsek, düşünmeyi öğretmek fiziksel bir süreç halini alır; tıpkı bir spor dalında tüm ögelerin belirlenmiş, ustalıklı hale getirilmiş, rafine ve optimize edilmiş olduğu gibi.

Benzer bir şekilde; bir cirit antrenörü videoyu durdurup, atletle ayak pozisyonu ya da denge merkezi hakkında konuşabilir; bir eleştirel düşünme öğretmeni ise, kavrama dilini öğrencinin düşüncelerini yüksek çözünürlükte incelemek için kullanabilir.

Eleştirel düşünme dersinin tüm bu potansiyel boyutları her hangi bir disiplin bağlamının dışında öğretilebilir. Genel bilgiler, tematik meseleler ve medya bu noktada bir hayli bilişsel fayda üretecektir.

Argümantasyonun ve mantığın genel kavramlar, öğrenciler bu alanların doğasındaki derin yapıları anladığında ve bunları farklı durumlar karşısında uygulamayı öğrendiğinde, bağlamlar arasında zaten transfer edilebilir olacaktır.

Değerler

İyi bir eleştirel düşünme eğitiminin aynı zamanda bir değerler eğitimi olduğunu anlamak da önemlidir.

Tüm değerler doğası gereği etik değildir. Ancak düzgün düşünürken kesinlik, tutarlık, yalın ifade, mantıksal yapı, açıklık, azim, temsiliyette doğruluk ve çok sayıda benzer niteliklere değer atfederiz. O halde okullar değerleri öğretiyorsa, etkili düşünme değerleri neden öğretilmesin?

Öğrencilere sadece kendi alanlarının metodolojisini öğreterek eleştirel düşünmeyi öğreneceklerini var saymamayız. Kendi alanlarının metodolojisini öğretmenin tabii ki faydası olacaktır fakat bu düşünmeye yönelik açık bir yaklaşım olmayacak dolayısıyla da daha az transfer edilebilir olacaktır.

Etkili düşünme ihtiyacını hedef alan bir ders diğer alanlardan uzak tutulamaz- aksine düşünme tüm performansı artıracaktır.

Fakat en iyi durumda bile, her alandaki öğretmenler hem öğrencilerin düşünmesine hem de ele almak zorunda oldukları içeriğe odaklansalardı böyle bir derse ihtiyaç duyulmayacaktı.


Dipnotlar:

  1. Peter Ellerton, How to teach all students to think critically, The Conversation, 18 Aralık 2014.