Dersi Kıran Öğrenciler - Türkiye ve Dünya Karşılaştırması

Dersi Kıran Öğrenciler – Türkiye ve Dünya Karşılaştırması

OECD tarafından PISA verilerinden yararlanılarak her ay ülkelerin eğitim profilleri ile ilişkilendirilen bir konu mercek altına alınıyor. Mercek altına alınan konulardan biri de devamsızlık yapan öğrenciler. PISA araştırmasında öğrencilere yöneltilen sorulardan üçü devamsızlığa yönelik. Bunlar; “Geçen iki hafta içinde kaç defa derse geç kaldın?”, “Geçtiğimiz iki hafta içinde kaç defa en az bir derse katılmadın?” ve “Geçtiğimiz iki hafta içinde kaç defa tüm gün okula gitmedin?”. Öğrencilerden toplanan bu bilgiler Türkiye özelinde incelendiğinde ortaya çıkan tablo neredeyse tüm OECD ülkelerinden çok daha farklı.

PISA 2012 verilerine göre OECD ülkelerinde derse geç kalan öğrencilerin oranı %35 iken Türkiye’de bu oran %44. 2003 yılında ise Türkiye’de derse geç kalan öğrencilerin oranı %27, OECD ülkelerinde %37. Bununla birlikte veriler; öğrencilerin okula geç kalma durumları, sosyo-ekonomik olarak avantajlı ve dezavantajlı olma durumlarına göre karşılaştırma imkanı da sunuyor. OECD ülkelerinde sosyo-ekonomik olarak dezavantajlı öğrencilerin daha fazla okula geç kaldıkları görülürken, Türkiye’de bu iki öğrenci grubu arasında bir fark bulunmuyor. Başarılı öğrencilerin okula geç kalmalarının daha az bir olasılık olacağı tahmin edilebilir. Türkiye’de aslında beklenen durum söz konusu ancak öğrenciler arasındaki puan farkı OECD ülkeleri ortalamasında daha düşük. OECD ülkelerinde okula geç kalan öğrencilerin diğer akranlarından matematik puanları 27 puan düşükken, Türkiye’de bu fark sadece 13 puan.

Devamsızlığa yönelik bir diğer gösterge de, öğrencilerin PISA uygulamasından önceki iki hafta boyunca en az bir derse girmeme durumları. Bu değişkene yönelik öğrenci davranışları oranında, Türkiye ile OECD ülkeleri ortalaması arasındaki fark daha da açılıyor. OECD ülkeleri ortalamasına göre en az bir dersi kaçıran öğrencilerin oranı %18, Türkiye’de ise bu oran %45. PISA 2003-PISA 2012 sonuçları ile karşılaştırıldığında Türkiye’de bir değişiklik gözlenmiyor. Ancak, OECD ülkeleri ortalamasında en az bir dersi kaçıran öğrencilerin oranı yüzde 12 azalma göstermiş durumda. Buraya kadar yapılan değerlendirmelerde eğitim sistemlerine yönelik müdahalelerin veya iyileştirmelerin OECD için göreli bir iyileşme sergilediği söylenebilir.

2012 PISA uygulamasından önceki iki hafta boyunca, en az bir defa tüm gün okula gitmeyen öğrenci oranlarında ise Türkiye için daha büyük bir sorun olduğu göze çarpıyor. Bu oran Türkiye’de %54 iken, OECD ülkelerinde ise sadece %14 yani tam %40’lık bir fark var. Bu oranları sosyo-ekonomik olarak avantajlı ve dezavantajlı öğrencilere göre de kıyaslayabiliyoruz. OECD ülkeleri ortalamasında beklenen bir durum karşımıza çıkıyor, dezavantajlı öğrenciler daha fazla devamsızlık yapma eğilimi gösteriyor. Türkiye’de ise avantajlı öğrencilerin devamsızlık yapma eğilimleri daha yüksek.

Türkiye için mercek altına alınması gereken bir diğer bulgu ise, öğrencilerin matematik performansı ile devamsızlık yapma durumları arasındaki ilişki. OECD ülkeleri ortalamasında sınavdan önceki iki hafta boyunca en az bir dersi kaçıran öğrencilerin matematikte puanları diğer akranlarından 32 puan daha düşükken, Kore’de bu fark 121 puana kadar çıkıyor. Sınavdan önceki iki hafta boyunca en az bir tam gün okula gitmeyen öğrencilerin puanları ise OECD ülkeleri ortalamasında diğer akranlarından 52 puan daha düşük. Yeni Zelanda’da bu fark 83, Tayvan’da 134, Kore’de 135 puan.

Türkiye’de ise her iki parametre bazında ortaya çıkan puan farkı hem daha az, hem de bu tablo tam ters yönde. Türkiye’de en az bir dersi kaçıran öğrencilerin matematik puanları diğer akranlarından 9 puan daha yüksek. Yani okula devam etmek ya da etmemek maalesef bir fark oluşturmuyor. Ya da öğrenciler okul dışı kaynaklar tarafından diğer ülkelere oranla daha fazla beslendiği için (özel ders vb.) önemli bir farklılık oluşmuyor. Benzer bir durum sergileyen sadece iki OECD ülkesi var: İsrail ve Meksika. En az bir tam gün okula gitmeyen öğrencilerin matematik puanları ise diğer akranlarından 7 puan daha yüksek ve Türkiye bu tabloyu sergileyen tek OECD ülkesi.

PISA verilerinin zenginliği öğrencilerin devamsızlık oranları ile farklı değişkenler arasındaki ilişkinin incelenmesini de mümkün kılıyor. Bu değişkenlerden biri de ülkelerin gayrisafi yurt içi hasılaları. Ülkelerin gayri safi milli hasılalarının (GSMH) öğrencilerin başarısına sağladığı katkı ve dolaylı etkiler istatistiksel yöntemlerle ortadan kaldırıldığında, OECD ülkeleri içinde devamsızlık oranı yüksek olan ülkelerdeki öğrencilerin matematik puanları daha düşük. Bu hesaplama ile öğrencilerin elde ettikleri matematik puanlarının %16’sı öğrencilerin okula devam davranışlarının uygunluğu ile açıklanıyor.

Ülkelerin ekonomik durumları dışında, ailelere yönelik değişkenler ile de öğrencilerin devamsızlık oranları arasında inceleme yapılabiliyor. PISA 2012’de aile anketinin de uygulandığı 11 ülkeden 8’indeki veriler, bize düzenli olarak ailesi ile akşam yemeği yiyen öğrencilerin devamsızlık oranlarının daha düşük. Bunun yanı sıra, analizler öğretmenleri ile iyi ilişkiler yaşayan öğrencilerin de devamsızlık oranlarının diğer akranlarına kıyasla da düşük olduğunu gösteriyor.

Ancak tüm bu karşılaştırmalar Türkiye özelinde değil. Türkiye’nin durumu dikkate alındığında öğrencilerin aileleri, öğretmenleri ile olan ilişkilerinin, okulu akademik gelişimde önemseme eğilimleri ve okula bağlılıkları ile devamsızlık oranları arasındaki ilişkinin daha detaylı incelenmesi gerekiyor. Dünyadakinden neredeyse tamamen bağımsız bir durum sergileyen Türkiye’deki öğrencilerin okula devam davranışları ve arkasındaki nedenler derinliğine yorumlanması gereken bir durum. Aslında PISA sonuçlarına göre; öğrencilerin okula yönelik algı ve okul memnuniyetinin en yüksek olduğu ülkelerden biri Türkiye. Buna rağmen devamsızlığın bu kadar yüksek olmasının sosyal yüklemelerden öğrencilerin bireysel tercihlerine kadar birçok değişken kullanılarak nedensellik analizlerinin tartışılması kayda değer bir ihtiyaç. 2012 PISA verileri yol gösterici bu ihtiyacı karşılamak için kullanılabilir, ancak yeterli olacağı düşünülmemektedir. Nedenselliği ortaya çıkarabilecek araştırmaların hayata geçmesi gerekiyor.

KAYNAKLAR

  1. PISA in Focus No:35 Who are the school truants?
  2. OECD. (2004). Learning for Tomorrow’s World First Results from PISA 2003. Paris: OECD.
  3. OECD. (2013). PISA 2012 Results: Ready to Learn Students’ Engagement, Drive and Self-Beliefs. Volume III. Paris: OECD.