Çocuk, Tablet ve Gelişen Akıl
Orjinal Başlık: The Child, the Tablet and the Developing Mind 1
Yakın zamanda, kız kardeşimin gerçekleştirdiği mucizeye şahit oldum.
Restoranda oturmuş, sohbet etmeye çalışıyorduk fakat 4 yaşındaki Willow ve 7 yaşındaki Luca kavga etmeden duramıyordu. Bir çataldan ya da kimin bardağında daha fazla su olduğundan çıkan tartışmaların sonu gelmiyordu.
Şapkadan tavşan çıkararak tüm çocukları susturan bir sihirbaz gibi, kardeşim çantasına uzandı ve iki iPad çıkardı ve çocuklara uzattı. Aniden, ürkütücü bir şekilde, ikisi de sustu. Onlar oturup oyunlarını oynadı, videolarını izledi, biz de muhabbetimize kaldığımız yerden devam ettik.
Yemekten sonra, iPad’ler sihirli çanta mağazasına geri konduğunda, kardeşim kendini bir parça suçlu hissediyordu.
“Yemek masasında onlara iPad vermek istemiyorum ama bir saatliğine de olsa, onları meşgul ediyor, biz de huzurla yemek yiyebiliyoruz. Daha önemlisi, restorandaki diğer insanları da rahatsız etmemiş oluyorlar. Bu yüzden çoğunlukla vermek zorunda kalıyorum” dedi. Sonra bana sordu “Sence bu onlar için kötü mü? Gelecekte, yemek masasında elektronik alet kullanmanın normal olduğunu düşünmelerinden endişe ediyorum.”
Buna bir cevabım yoktu, bazı insanların fikri olabilir ama bence kimsenin, taşınabilir ekranlarla yetişen bir nesli gelecekte neyin beklediğine dair gerçek bir bilimsel fikri yok.
“Bu teknolojilerin nörolojik etkilerini henüz tam olarak bilmiyoruz” diyor University of California, Los Angeles, Longevity Center Direktörü ve “iBrain: Surviving the Technological Alteration of the Modern Mind” kitabının yazarı, Dr. Gray Small. Ve ekliyor “çocuklar da, yetişinler gibi, oldukça farklılaşıyor ve bazıları, diğerlerine göre ekran başında geçirilen zamanın uzunluğu konusunda daha hassas.
Fakat Dr. Small, beynin iPAd ve akıllı telefon ekranları gibi uyarıcılara son derece duyarlı olduğunu biliyoruz diyor ve eğer insanlar, ebeveynlerle yemek masasında zaman geçirmek yerine, bir tek teknoloji ile zaman geçirip insanlarla daha az etkileşime girerse, belirli iletişim becerilerinin gelişiminin önüne geçeceklerdir.
Yani, yemek masasında kalemlerle boyama yapan bir çocuk, iPad’de boyama yapandan bir çocuktan daha mı sosyal olacak?
University of California, Berkley, Social Cognition Lab‘de Doçent olan Özlem Ayduk, masada boya kalemleriyle oturan çocukların da etrafındaki insanlarla bütünleşemeyeceğini söylüyor. “Yemek sırasında insanlarla konuşmanın, çocuklar için değer bazlı dersleri vardır” diyor ve ekliyor “Mesele İpad’e karşı elektronik olmayan eşyalar değil”
İPad’i vermekten başka çaresi olmayan ebeveynler en azından çocukların bu aletlerde neler yaptığını kontrol edebilir.
Geçen hafta Millennium Cohort Study tarafından yayınlanan raporda, 2000 ve 2001 doğumlu 19,000 çocuğu takip eden İngiltere’deki uzun süreli çalışma grubu, günde 3 saatten fazla televizyon, video ya da DVD izleyen çocukların, 7 yaşına geldiklerinde izlemeyenlere göre, çeşitli problemler, duygusal semptom ve ilişki sorunları yaşama olasılıklarının daha fazla olduğunu bulguladı. Çalışma, 11,000 çocuk örnekleminde, -çoğunlukla yaşına uygun- video oyunları oynayan çocukların, bir o kadar süre daha, negatif davranışsal değişim sinyalleri vermediğini gösteriyor.
Bu da bizi yeğenlerimle oturduğumuz yemek masasına geri götürüyor. Oturup, o parlak ekranlara mutlulukla bakarlarken, hiçbir sohbete dahil olmuyor ya da ailemiz sohbet ederken benim ve kardeşimin yaptığı gibi boşluğa bakıp düşünmüyorlar. İşte tam da bu noktada riskler daha da görünür oluyor.
“Birbirleriyle sohbet etmek, çocukların kendileriyle nasıl konuşacaklarını ve nasıl yalnız olunacağını öğrenme yoludur.” diyor Massachusetts Institute of Technology’de, Science, Technology and Society profesörü ve “Alone Together: Why We Expect From Technology and Less From Each Other” kitabının yazarı, Sherry Turkle. “Yalnızlığı öğrenmek ve tek başına olmak, erken gelişimin esas temelidir ve çocuklarınızın bunu kaçırmasını istemezsiniz çünkü bu aletler onları pasifleştiriyor.”
Ms. Turkle aileler, gençler ve çocuklarla erken gelişim döneminde bu cihazların kullanımıyla ilgili görüşmeler sonucunda gerçek etkileşimi öğrenmeyen çocukların, bu kusurlu ve eksik durumda mükemmel, parlak ekranların sahte yakınlık hissi yaratacağını iddia ediyor.
Çocuklar bir cihazdan bağımsız şekilde düşünebilmeli. “Kendilerini toplamak ve kim olduklarını bilmek için, hayal güçlerini keşfedebilir olmalılar. Böylece, bir gün yalnız kalma paniği olmaksızın başka bir insanla ilişki kurabilirler.” diyor. “Eğer çocuğunuza tek başına olmayı öğretmezseniz, sadece yalnız olmayı bilecektir”
Dipnotlar:
- Nick Bilton, The Child, the Tablet and the Developing Mind, The New York Times, 31 Mart 2013 ↩