İlişki Nedensellik Değildir, Belirsizlik Hiç Değil

İlişki Nedensellik Değildir, Belirsizlik Hiç Değil!

Bir disiplin olarak eğitim, pozitivizmin determinist yaklaşımını en son terk edecek alanlardan biri gibi görünüyor. İşin garip yanı, post-modern neo-liberal politikaların cari olduğu bir dönemde arka planda pozitivizmin böyle etkili olması. Eğitim sisteminde karşılaşılan problemler ve önerilen çözüm yollarına bakıldığında, tekil sebep sonuç ilişkilerinin çok yoğun olduğu görülüyor. Örneğin, sınav kalkarsa öğrencilerin stresi azalır, ilkokul dört yıl olursa sistem düzelir, kıyafet serbestleşirse demokratik oluruz gibi yüzlerce argümandan söz edilebilir. Bu örneklerdeki determinist, yani gerekirci bakış açısı, pozitivizmin yansımasıdır denilebilir. Oysa çoklu nedensellik içinde bakılması bile, hem pozitivizm içinde kalmak hem de sorunlara daha akılcı çözümler bulmak için yeterli olabilir. Devamını Oku

Ipad parmağım uff oldu

Ipad Parmağım Uff Oldu!

Üç yaşındaki bir kreş öğrencisi işaret parmağı bir yere sıkışınca öğretmenine “Ipad parmağım uff oldu” demiş. Çocuğun kendi organını teknolojik bir referansla tanımlaması güzel olduğu kadar garip. Güzel çünkü yaratıcılığın bağlantı kurma özelliği ortaya çıkmış sanki. Garip çünkü bir çocuk kendi organını “doğal” olarak değil “norm”al olarak adlandırıyor. Devamını Oku

Eğitimin Piysalaşması ve Mesleki Eğitim

Eğitimin Piysalaşması ve Mesleki Eğitim

Meslek kavramı ülkemizde, ekonomik getiri ve ülke ekonomisi üzerinden açıklanmaya çalışılmaktadır. Alt gelir grubundaki aileler meslek okullarını kısa yoldan hayata atılmanın yolu olarak görürken, orta ve üst gelir grubuna mensup aileler eğitimi bir yatırım alanı olarak değerlendirmektedir. Devamını Oku

Eğitim: Sonraki İş

Eğitim: Sonraki İş

Medyada haberleri izlerken sıklıkla şahit olduğumuz iki sahne var: Birincisi, hastanelerin acil servisleri, diğeri gecekondu yıkımlarının yapıldığı mekanlar.

İstediği hizmeti alamadığı için doktor döven, acil servise arabasıyla giren insanlar, sağlık hizmeti konusunda inanılmaz tepkiler veriyorlar. Halk sağlık hizmetlerinde gerçekleştirilen iyileşmeleri oy vererek destekleyebiliyor. Benzer bir şekilde, gecekondusu yıkılacak olan insanlar, çocuklarının boğazına bıçak dayayarak, kendi üzerine benzin dökerek bu durumu protesto ediyorlar. Toplu konut çekilişlerinde yaşanan arbedeler veya 2B Yasası direnişleri insanların konut hakkına duyarlıklarını gösteriyor. Ancak eğitim hakkı konusunda böyle bir duyarlığı, ne bireysel ne de toplumsal olarak göremiyoruz. Devamını Oku

Eğitimin Dili ve Kültürü

Eğitimin Dili ve Kültürü

Annesi beş yaşındaki Emre’ye “ayakkabının “dilini” çıkar da giy demiş. Emre “ayakkabının dili” ne demek bilmediği için kendi dilini çıkararak giymeye başlamış ve zamanla alışkanlığa dönüşmüş. Dil ve kültür inanılmaz derecede karmaşık ve bir insan felsefesine sahip olmadan anlaşılması zor olan kavramlar. Kültürü anlamadan, eğitim felsefesini, eğitim felsefesini anlamadan da eğitimi anlamak güç. Bu girift yapıyı anlamak için ciddi bir zihin disiplini ve eğitim sistemi gerekli. Ne yazık ki eğitimi insan tabiatı ve kültürden kopararak, pedagojik terimlere boğulmuş, nedensellikten azade bir çerçeveye sıkıştırıyoruz. Alelacele konuşulmuşlardan, yazılmışlardan yapılacaklar listesi oluşturuyoruz. Yapılmışlardan yazılanlar listemiz zayıf. Toplumu “özgün tercüme”lerle anlamaya çalışıyoruz. Devamını Oku

TIMSS

TIMSS’den Çekilelim Mi?

Yetkililerinin belirttiği gibi TIMSS bir yarış değil, güçlü ve zayıf yönlerinizi öğrenmenin bir aracıdır. Konuşulduğu gibi salt bir sınav da değildir. Öğrencilerin evinde bulunan kitap sayısı, evde bilgisayar olup olmadığı, öğrencilerin özgüveni, sınıf mevcudu, katılan öğrencilerin okul öncesi eğitim alıp almadıkları, okul müdürünün akademik başarıya yaptığı vurgu gibi çok sayıda eğilimi yoklamaktadır. Devamını Oku

Ziya Selçuk

Ne Kadar Etik O Kadar Yöntem

Çocukken illiyet ya da nedensellik bağını ilk öğrendiğim deyim “ne kadar ekmek, o kadar köfte” idi diye hatırlıyorum. Özgün haliyle “ne ka küfte, o ka ekmek” Ekmeğimi ne kadar büyük verirsem, o kadar çok köfte verirler zannetmiştim. Meğer öyle değilmiş. Ama yine de bir çok durumda kullanmak mümkün bu deyimi. Devamını Oku