Dünya Bankası 2018 İnsan Sermayesi Endeksi Sonuçları

Dünya Bankası 2018 İnsan Sermayesi Endeksi Sonuçları

İnsanların yaşamları boyunca biriktirdiği bilgi, beceri ve sağlık düzeyi üzerinden tanımlanan insan sermayesinin, ülkelerin bugünkü gelir düzeyleri ne olursa olsun geleceğin ekonomisinde rekabet edebilmek için kritik önem taşıdığı vurgulanmaktadır. Buradan yola çıkan Dünya Bankası “İnsan Sermayesi Projesi” kapsamında 157 ülkenin 2017 yılında elde edilen verilerini analiz ederek, ülkelerin İnsan Sermayesi Endeksini (Human Capital Index – HCI) hesaplanmış ve karşılaştırılmıştır. 12 Ekim 2018 tarihinde paylaşılan raporda İnsan Sermaye Endeksi üzerinden Türkiye için öne çıkan bulgular aşağıda özetlenmiştir.

İnsan Sermayesi Endeksi nedir ve niçin önemlidir?

İnsan Sermayesi Endeksi bugün doğan bir çocuğun, yaşadığı ülkedeki sağlık durumları ve eğitim riskleri dikkate alınarak, 18 yaşına geldiğinde biriktirmiş olması beklenen insan sermayesi miktarını ölçmektedir. Eğitim ve sağlık göstergeleri bileşenlerinden elde edilen İnsan Sermayesi Endeksi değeri, 1 mümkün olan en iyi değer olmak üzere 0 ile 1 arasındadır ve bize bir çocuğun ülke şartlarında sağlık ve eğitim hizmetlerinden tam kapasite yararlanması durumunda ne kadar üretken olacağını göstermektedir. Örnek vermek gerekirse, İnsan Sermayesi Endeksi 0,5 olarak hesaplanmış bir ülkede bireylerin gelecekte %50 oranında üretken olacağı ve ekonomik potansiyellerinin yarısını gerçekleştiremeyeceği tahmin edilmektedir. Bu hem birey hem de ülke için önemli bir ekonomik kayıp olarak yorumlanmaktadır.

Raporda Türkiye için öne çıkan bulgular nelerdir?

Türkiye’de doğmuş bir çocuğun, tam eğitim ve sağlık düzeyine ulaşması halinde üretkenliğinin %63 olacağı tahmin edilmektedir. Bu oranla Türkiye 157 ülke arasında 53. sırada yer almaktadır. %88’lik oranla Singapur birinci sırada yer alırken, PISA-TIMSS gibi sınavlarda elde ettiği başarılarla çokça dikkat çeken Finlandiya’da bu oran %81’dir.

Aşağıda İnsan Sermayesi Endeksinin hesaplanmasında kullanılan hayatta kalma, okul ve sağlık bileşenleri ve göstergelerine yönelik bulgulara yer verilmiştir:

Hayatta Kalma Bileşeni: Yeni doğan bir çocuğun 5 yaşına kadar yaşama olasılığını ele alır. Türkiye’de doğan 100 çocuktan 99’unun 5 yaşına kadar hayatta kalacağı tahmin edilmektedir. Bu oran hem kız hem de erkek çocuklarda aynıdır. Singapur ve Finlandiya’da ise bu oran %100’dür.

Okul Bileşeni: Bu bileşen bireylerin okulda kalma süreleri ile eğitimin niteliğine ilişkin göstergeleri ele alır.

  • Okulda kalma süresi: Çocukların 4 yaşından 18 yaşına kadar ortalama okulda kalma süresidir. Türkiye’deki çocukların ortalama 12,1 yılını okulda geçireceği öngörülmektedir. Bu oran erkek çocuklar için 12,2 yıl iken kız çocuklarda 12,0 yıl olarak hesaplanmaktadır. Singapur’da aynı gün doğan bir çocuğun okulda kalma süresi 13,9 yıl; Finlandiya’da ise 13,7 yıl olarak öngörülmektedir.
  • Uluslararası değerlendirmelerle uyumlu hale getirilmiş puanlar (Harmonized test scores): Bu puanın hesaplanmasında ülkelerin PISA, TIMSS, PIRLS puanları birlikte ele alınmıştır ve hesaplamalar sonucunda değerlendirmelerden elde edilen puanlarda 625 ileri düzeyi, 300 asgari düzeyi göstermektedir. Türkiye’nin bu göstergedeki ortalama puanı 459’dur. Bu değerlendirme içinde kız çocuklarının puanı 463 iken erkeklerin puanı 455’tir. Ortalama başarı puanlarında Singapur 581 puan ile yine dünya birincisiyken, Finlandiya’nın puanı 548’dir.
  • Değerlendirme sonuçlarının öğrenim süresi olarak karşılığı: Uluslararası testlerin öğrenim süresine dönük karşılığı çocukların okul dönemi içinde gerçekte ne öğrendiklerine yani ne kadar nitelikli eğitim aldıklarına yönelik bilgi sunmaktadır. Türkiye’de bu göstergenin değeri 8,9 yıldır ve bu değer hem kız hem de erkek çocuklarda aynıdır. Singapur’un bu göstergedeki karşılığı 12,9 yılken Finlandiya’da 12,0 yıldır.

Sağlık Bileşeni: Sağlıklı büyüme ve yetişkinlerin hayatta kalma oranlarını ele alır.

  • Sağlıklı büyüme: Türkiye’de 100 çocuktan 90’ı gelişiminde herhangi bir sorun yaşamamaktadır. Gelişimsel olarak sorun yaşayan %10’luk dilime tekabül eden çocuklar ise yaşamları boyunca sürecek bilişsel ve fiziksel kısıtlamalarla risk altındadır.
  • Yetişkinlerin hayatta kalma oranı: 15 yaşında olan bireylerin yüzde kaçının 60 yaşına kadar hayatta kalacağına yönelik tahmini bir oran sunmaktadır. Bu istatistik, günümüzde doğmuş bir çocuğun şu andaki koşullar altında bir yetişkin olarak yaşayacağı ölümcül ve ölümcül olmayan sağlık sonuçlarına yönelik bilgi sunmaktadır. Türkiye’de ciddi düzeyde sağlık sorunu yaşamayarak 60 yaşına geleceği öngörülen birey oranı %90’dır. Kızlarda bu oran %93 iken erkeklerde %86’dır. Bu oran Singapur’da %95, Finlandiya’da %93’dür.

Genel olarak bakıldığında, Türkiye’nin İnsan Sermayesi Endeksinde bölgesinde bulunan (Birleşmiş Milletler Bölge Sınıflandırılmasına göre) ülkelere kıyasla düşük bir ortalamaya sahip olduğu ancak aynı gelir durumu grubundaki ülkelerle kıyaslandığında ise ortalamanın üstünde yer aldığı görülmektedir. Türkiye’deki öğrencilerin okulda kalma sürelerine bakıldığında 12,1 yıl ile ortalamanın üstünde bir yıllık ortalamaya sahip oldukları görülebilir. Ancak öğrenim kalitesi açısından bakıldığında 8,9 yıla eşit değerde bir sonuç alınması, arada 3,2 eğitim yıllık fark olduğunu göstermektedir. Bu da öğrencilerin okulda kaldıkları süreler zarfında aldıkları eğitimin niteliğinin istendik düzeyde olmadığını göstermektedir. Ayrıca genel olarak gelir düzeyi üzerinden bir inceleme yapıldığında Türkiye, İnsan Sermayesi Endeksinde beklenen düzeyin altında yer almaktadır.