COVID-19 Salgınında Öğrenmenin Sürdürülmesi

COVID-19 Salgınında Öğrenmenin Sürdürülmesi

Dünya büyük bir krizle karşı karşıya. COVID-19 salgını tüm dünyayı etkisi altına aldı. Bazı temel hizmetler dışında hayat durma noktasında. Neredeyse tüm ülkelerde örgün eğitime ara verildi. UNESCO verilerine göre, 17 Nisan 2020 itibarıyla dünya genelinde okul öncesinden yükseköğretime toplam 1.724.657.870 öğrenci bu durumdan etkilenmiş durumda. Bu öğrenciler dünya genelindeki öğrencilerin %91,3’ünü temsil ediyor. Okullar 191 ülkede tamamen; Rusya Federasyonu, ABD, Kanada ve Avustralya’da ise yerel düzeyde veya eyalet düzeyinde kapatılmış durumda 1.

Okulların kapalı olduğu zaman aralığında öncelik çocukların ve tüm insanlığın sağlığı olmakla birlikte, öğrenmenin sürekliliğinin sağlanması için Türkiye dâhil pek çok ülkede çeşitli çalışmalar yürütülüyor. Ülkelerin/bölgelerin bağlamı ve olanakları farklı olduğundan eğitimin sürdürülmesi için alınan tedbirler de çeşitlilik gösteriyor. Dünya Bankası, OECD ve UNESCO gibi uluslararası kuruluşlar ise dünyanın neresinde hangi tedbirlerin alındığını neredeyse günü gününe rapor ederek, deneyimlerin paylaşılmasına destek olmaya çalışıyor. Bu raporlarda, küresel ölçekte bilgi, yazılım altyapısı ve öğretim içeriği paylaşımı için çağrılar yapılıyor. Daha önce sınırlı olarak ücretsiz erişime ve kullanıma açık bazı platformların ve içeriklerin tamamen ücretsiz erişime açılması ise bu çağrıların karşılığı olarak görülüyor.

Bilişim altyapısı en gelişmiş ülkeler için dahi okul öncesinden yükseköğretime tüm öğrencilerin etkilendiği bir kriz ortamında bu süreci yönetmek ve öğrenmenin sürekliliğini sağlamak oldukça güç. Nitekim altyapısı elvermeyen ve/veya eşitsizlikler dolayısıyla tüm öğrencilere erişimin mümkün olmadığı ülkelerde bu güçlük daha da artıyor. Yine de pek çok ülke bu güçlükleri aşmak ve öğrencilerini desteklemek için tüm gücüyle çalışıyor. Pek çok ülke için salgının seyri ve okulların tekrar ne zaman açılacağı öngörülemediğinden, öğrenmenin sürdürülmesine yönelik alınan tedbirler de günden güne değişebiliyor. Bu tedbirlerin her biri önemli bir tecrübe. Tecrübeleri paylaşmak ise önlem almayı ve karar almayı kolaylaştırıyor. Bu sebeple, TEDMEM olarak hazırladığımız bu yazıda çeşitli ülkelerde alınan tedbirleri paylaşmak istedik. Ayrıca bu tedbirleri dikkate alan uluslararası kuruluşların salgın süresince eğitimin nasıl daha etkili sürdürülebileceğine yönelik önerilerine yer verdik.

Öğrenmenin sürdürülmesine yönelik tedbirler

Öğrenmenin sürdürülmesine yönelik tedbirler ülkeden ülkeye farklılaşmaktadır. Bazı ülkeler internet, radyo veya televizyon üzerinden video dersler aracılığıyla kayıtlı dersleri sunarken, bazıları mevcut uzaktan eğitim altyapılarını kullanmaktadır. Ayrıca, çeşitli platformlar üzerinden oluşturulan sanal sınıflar ile öğretmenler öğrencileri ile etkileşimli olarak ders işleyebilmektedir. Öğretmenlerin öğrencilerle iletişiminin sürekliliğini sağlayacak iletişim kanalları oluşturularak, bu kanallara ders anlatım videoları yüklenebilmekte yine bu kanallar üzerinden verilen ödev ve projeler ile öğrencinin takibi yapılabilmektedir. Çeşitli eğitim platformları ile ortaklıklar kurularak, bu platformlardaki içerikler (ders anlatımı, animasyonlar, etkileşimler, sınavlar, çeşitli ölçüm araçları vb.) ücretsiz olarak öğrencinin kullanımına sunulabilmektedir. Ülkeler bu tedbirlerden yalnızca birini uygulayabildiği gibi, farklı eğitim kademeleri için tedbirleri farklılaştırabilmekte veya karma bir yöntem belirleyebilmektedir.

UNESCO tarafından yayımlanan uzaktan eğitim çözümleri listesinde tanıtılan eğitim uygulamaları, platformlar ve kaynaklar öğrenmenin sürdürülmesi ve etkileşim sağlanması için ebeveynlere, öğretmenlere ve okul yöneticilerine yol gösterici niteliktedir 2. Ayrıca ülkelerin bu süreçte hangi tedbirler aldığına yönelik Dünya Bankası, OECD ve UNESCO tarafından yayımlanan raporlar diğer ülkeler için örnek teşkil etmiştir. Ülkeden ülkeye farklılıklar olabildiği gibi ülke içinde de farklı tedbirler alınabilmektedir. Hatta okullar arası farklılıklar da söz konusudur. Örneğin, Finlandiya’da uzaktan eğitim kararı okulların sorumluluğuna bırakılmıştır 3. Bir diğer nokta ise bu dokümanlarda raporlanan ülkelerde alınan tedbirlerin ilk ve orta düzeydeki okulları kapsamasıdır. Yükseköğretime yönelik tedbirler ise genellikle üniversite yönetimleri tarafından alınmaktadır. Bu sebeple, aşağıda yer alan ülke örnekleri (Çin, İspanya, Moğolistan ve Şili) tıpkı Türkiye’de olduğu gibi ilk ve orta dereceli okullar için tedbir alan ve bu tedbirlerin ülke genelinde aynı şekilde uygulayan ülkelerdir. Tedbirler salgının seyri dikkate alınarak anlık olarak değişebileceği için aşağıda verilen ülke uygulamalarının ilgili raporların yayım tarihi itibarıyla geçerli olduğu unutulmamalıdır.

Çin-Wuhan & Pekin

cin-wuhan-pekinSalgının başlangıç noktası olan Çin’de öncelikle yerel düzeyde, 21 Şubat 2020 itibarıyla da ulusal düzeyde tüm okullar kapatıldı. Okullar kapansa da “Disrupted classes, Undisrupted Learning” hareketi başlatılarak 270 milyondan fazla öğrenci için evlerinde esnek çevrimiçi öğrenme fırsatı sunulduğu belirtildi. Hali hazırda altyapısı olan çevrimiçi öğrenme platformunda (www.eduyun.cn) yer alan dijital kitaplar, okuma materyalleri, görsel-işitsel öğretim materyallerinden yararlanıldı. Bu platform üzerinde yalnızca öğretim programına yönelik eğitimler değil, ahlaki eğitim, can güvenliği eğitimi, akıl sağlığı eğitimi ve aile eğitimi de verildi. Yandaki fotoğrafda eğitim platformunda yer alan içeriklere ait simgeler yer almaktadır 4. Ebeveynlere çocuklarının evdeki öğretmeni olma rolü verildi. Ebeveynlerden öğrenme platformunda yer alan eğitim içeriğinden çocuklarına uygun içeriği bulmaları ve sürecin takibini yapmaları istendi 5.

Ayrıca sanal sınıflar aracılığı ile öğretmenlerin öğrencileri ile etkileşimli ders anlatımı yapmaları sağlandı. Bu süreçte okul yönetimleri bu ders anlatımlarının planını yapmakla sorumlu tutulurken, yerel eğitim birimleri de bu planların hazırlanması ve öğretim için gerekli kaynağın sağlanması konusunda okul yönetimlerine destek verdi.

İspanya

İspanya’da okulların kapatılmasının ardından öğrenmenin sürdürülmesi için çeşitli yöntemler uygulanmaya başlandı. Eğitim Bakanlığı ile yayın kuruluşları iş birliğinde hazırlanan bir öğrenme platformu (EduClan) hayata geçirildi. Bu platformda üç ile 10 yaş arasındaki çocuklar için yaşlarına göre düzenlenmiş indirilebilir dijital öğrenme kaynakları (videolar, oyunlar ve e-materyaller) bulunuyor. Buradaki içerikler aynı zamanda ulusal bir kanal (Apredemos En Casa) üzerinden de paylaşılıyor. Bir diğer açık erişimli öğrenme kaynağı ise Aprendo en Casa. Bu portal üzerinden sadece öğrenciler değil, öğretmen ve veliler de çeşitli kaynaklara erişebiliyor. Öğretmenlerin kaynaklara erişimini destekleyen bir diğer tedbir ise açık erişimli eğitim kaynakları ağıdır (Procomun). İspanya’nın Bask bölgesinde ise ulusal TV kanalı üzerinden altı ile 10 yaş arasındaki çocuklar için yaşlarına göre ayarlanmış bir program çerçevesinde video öğretim yapılıyor. Öğrenciler bu videolara aynı zamanda YouTube kanalı, internet sitesi ve uygulama üzerinden de erişebiliyor 6.

Moğolistan

mogolistan

Çine komşu olan Moğolistan, ülke genelinde tüm okullarını kapatan ilk ülkedir. 26 Ocak 2020 itibarıyla okullar kapatılmış olmasına rağmen çevrimiçi kurslar ile eğitimin devamlılığı sağlanmaya çalışılmaktadır. Ayrıca, Moğolca, Kazakça, Tuvan ve işaret dili gibi çeşitli dillerdeki dersler her gün sabit bir şekilde 16 farklı televizyon kanalı üzerinden yayımlanmaktadır. Yandaki fotoğrafta televizyon üzerinden uzaktan eğitime katılan Moğol öğrenciler görülmektedir 7.

Şili

siliŞili Eğitim Bakanı Raúl Figuero tarafından yapılan açıklamaya göre, Mart ayında okullar kapanmasına rağmen, buna yönelik eylem planı Ocak ayından itibaren yapılmaya başlanmış; okullar kapatılır kapatılmaz da bu eylem planı hayata geçirilmiş. Buna göre, Şili 1. sınıftan ortaokul son sınıfına kadar olan öğrencilerinin eğitimini ulusal bir çevrimiçi eğitim platformu (Aprendo en línea) üzerinden sürdürüyor. Bu platformda öğretim programına uygun olarak tasarlanmış öğretim materyalleri (çeşitli metinler ve çalışma rehberleri) yer alıyor. Bu süreçte öğrencilere kolaylık sağlamak için GSM operatörü üzerinden öğretim materyallerinin ücretsiz olarak indirilebilmesi sağlanmış. İnternet erişimi olmayan öğrenciler için de sınıf seviyesine uygun öğretim materyalleri basılı halde öğrencilere ulaştırılmış. Ayrıca, Google ile kurulan bir ortaklık ile Eğitim için G Suite ve Google Clasroom kullanmak isteyen eğitim kurumları için teknik destek verilmesi sağlanmış. Böylelikle, öğretmenlere ders içeriklerini düzenlemeleri, ödev takibi yapmaları ve öğrencileri ile iletişim kurabilmeleri için bir altyapı oluşturulmuş 8.

Türkiye

Öğrenmenin sürdürülmesi için tüm gücüyle çalışan ülkeler arasında Türkiye de yer alıyor. 11 Mart 2020 tarihinde Türkiye’de ilk COVID-19 vakası tespit edildi. Bir gün sonra Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan açıklama doğrultusunda 16 Mart’tan 30 Mart’a kadar olan iki haftalık süreyle okullar tatil edildi. İlgili açıklamada Nisan ayında yapılması planlanan bir haftalık ara tatilin öne çekildiği, uzaktan eğitim süreçlerinin 23 Mart Pazartesi gününden itibaren başlayacağı belirtildi 9. 25 Mart’ta yapılan yeni bir açıklama ile okulların 30 Nisan’a kadar kapalı olacağı ve bu süreçte uzaktan eğitime devam edileceği belirtildi 10.

Türkiye uzaktan eğitim sürecini iki temel yolla yürütüyor: (1) altyapısı daha önceden oluşturulmuş, bu süreçte de içeriklerin güncellendiği ve yeni içeriklerin eklendiği ulusal uzaktan eğitim platformu olan Eğitim Bilişim Ağı (EBA), (2) sınıf seviyelerine göre ayarlanan program doğrultusunda video derslerin yayımlandığı TV kanalları (TRT-EBA TV). TRT-EBA TV üzerinden yürütülecek dersler için eğitim kademelerine göre kanallar belirlenmiş, ilgili kanalda sınıf seviyelerine göre program yapılmıştır. Aşağıdaki görselde 30 Mart – 3 Nisan 2020 tarihlerinde ilkokul için yapılmış program gösterilmiştir 11. Öğrencilerin ders tekrarları, konu eksikleri ve sorular için de sınıf seviyesine göre belirlenen saatlerde EBA’yı kullanmaları istenmiştir 12.

turkiye-eba

Okullarda eğitime ara verilmesi özellikle sınavlara hazırlanan öğrenciler için kaygı oluşturdu. Bakanlık 8. sınıf öğrencileri için LGS’de, 12. sınıflar için de YKS’de birinci dönemin sonuna kadar işlenen konu ve kazanımlardan sorumlu olacaklarını açıkladı 13. Bu açıklama önemli bir belirsizliği ortadan kaldırmış oldu. Ayrıca bu öğrencilere yönelik hazırlanan “Canlı Sınıf” uygulaması iki haftalık pilot uygulamanın ardından 13 Nisan itibarıyla ülke geneline yaygınlaştırıldı. Okul müdürlerinin hazırladıkları programlar doğrultusunda yapılacak Canlı Sınıf uygulaması aracılığıyla 8. sınıf ve 12. sınıf öğrencileri öğretmenleri ile etkileşimli ders işleme ve soru çözme imkânına erişebilecek. Buna ek olarak öğretmenler EBA üzerinden ödev verebilecek, soru-cevap-test etkinliklerini yönlendirebilecek ve çalışma gönderebilecekler 14.

Bunlara ek olarak, liselerin tüm sınıf seviyelerinde birinci döneme ait müfredat ve kazanımları kapsayan 490 sorudan oluşan Soru Destek Paketi yayımlanarak öğrenci ve öğretmenlerin kullanımına sunuldu 15. Ayrıca, özel eğitime ihtiyacı olan çocuklar için uzaktan eğitimin sürdürülebilmesi adına çalışmaların devam ettiği açıklandı 16. İlgili açıklamada ayrıca tüm özel eğitim öğrencileri için içeriklerin (ders anlatım videoları, aile eğitim uygulama videoları vb.) hazırlandığı ve ilk ders anlatımının 17 Nisan TRT-EBA TV üzerinden yayımlanacağı belirtildi.

Türkiye’de uzaktan eğitim süreci Bakanlık yönetimi ile sürdürülüyor. Sekizinci ve 12. sınıflar için uygulanmaya başlanan canlı dersler dışında devlet okullarında görev yapan yöneticiler ve öğretmenlerin sorumlulukları ile ilgili net bir çerçeve çizilmedi. Öğrencilere EBA ve televizyon kanalları aracılığıyla uzaktan eğitim verilen bu süreçte, devlet okullarında görev yapan öğretmen ve yöneticilerin öğrencilerine destek olmak için neler yaptıkları net değil. Basında çıkan haberlerde bazı öğretmenlerin bu süreçte canlı bağlantılar ve whatsapp üzerinden öğrencileri ile görüştüğünü veya ödevler verdiklerini belirtilse de bu durum geneli yansıtmıyor. Özel okullarda ise Bakanlık tarafından yapılan bir açıklama ve yönlendirme olmamasına rağmen, her okul kendi programını yapma eğiliminde. Özel okullarda okul öncesinden lise son sınıfa kadar her sınıf düzeyinde programlar oluşturuluyor ve devlet okullarındaki meslektaşlarından farklı olarak pek çok özel okulda neredeyse her branştaki öğretmenler bu süreçte aktif olarak rol alıyor. Öğretmenler, telekonferans yoluyla yapılan canlı dersler ve soru çözümleri ile öğrencileri ile etkileşime geçiyor, öğrenme yönetimi sistemlerine ekledikleri öğrenme kaynakları ve ödevler ile öğrencilerin takibini yapıyor.

Bakanlık tarafından okulların 30 Nisan’a kadar kapalı olacağına dair açıklamada uzaktan eğitim çalışmalarının yanında yüz yüze eğitimle telafi eğitimi yapma çalışmalarının da devam ettiği ifade edildi. 15 Nisan 2020 tarihinde ise salgın nedeniyle yapılamayan eğitimlerin telafisine ilişkin düzenlemeyi de içerdiği ifade edilen Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun TBMM’de kabul edilerek yasalaştı 17. Kanun kapsamında, öğretmenlerin tatillerini düzenleyen madde kapsamında aşağıdaki ifade eklenmiştir:

İlçe, il veya ülke genelinde genel hayatı etkileyen salgın hastalık, doğal afet, elverişsiz hava koşulları gibi nedenlerle eğitim ve öğretim faaliyetinin iki haftadan fazla süreyle yapılamaması halinde uygulanacak telafi programlarının ders yılı içerisinde tamamlanamadığı durumlarda yaz tatilinde yapılacak eğitim ve öğretim faaliyetleri nedeniyle Millî Eğitim Bakanlığınca öğretmenlerin izinleri kısaltılabilir. Bu durumda öğretmenlerin izinleri bir aydan az olamaz.

Ancak ilgili madde kapsamında yapılan düzenlemeler yalnızca öğretmenlerin yaz tatillerinin düzenlenmesine yöneliktir. İlgili kanun düzenlemesine yönelik Millî Eğitim Bakanı tarafından yapılan açıklamada “TBMM’de kabul edilen Telafi eğitimi düzenlemesi kısmi ve hızlandırılmış bir ‘telafi’ sürecini tanımlamaktadır. Dönemin bütün bir şekilde tekrarı veya yaz tatilinin ortadan kalkması söz konusu bile değildir. Çocuklarımızın yaz tatilini doyasıya yaşamasını ümit ediyoruz.” İfadesi kullanılmıştır 18. Telafi eğitiminin ne zaman ve nasıl yapılacağı ile ilgili henüz net bir çerçeve bulunmamaktadır.

Öğrenmenin sürdürülmesi için öneriler

Salgın döneminde öğrenmenin sürdürülmesi için alınan tedbirler ile her öğrenciye ulaşmak, öğrencilerin sınıf seviyelerine ve bireysel farklılıklarına dikkat etmek ve bunu okul öncesinden yükseköğretime tüm öğrenciler için yapmak oldukça güç. Yine de yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi bu süreçte öğrenmeyi sürdürmek için alınan her bir tedbir oldukça önemli. Peki bu tedbirlerin daha kapsayıcı ve daha nitelikli olabilmesi için neler yapılmalıdır?

UNESCO liderliğindeki araştırmacılar tarafından hazırlanan raporda COVID-19 salgını süresince Çin’in uygulamaları incelenerek acil durumlarda etkili uzaktan eğitim için nelere ihtiyaç olduğu tartışılmıştır. Buna göre, acil durumlarda hayat geçirilecek esnek öğrenme tedbirlerinin altı temel unsuru bulunmaktadır: (a) altyapı, (b) öğrenme araçları, (c) öğrenme kaynakları, (d) öğrenme yöntemleri, (e) öğretmenler ve öğrenciler için destek hizmetler ile (f) hükümet, okullar, kurum ve kuruluşlar arasındaki iş birliği 19. Bu unsurların her biri ve hangi stratejilerin uygulanması gerektiği aşağıda detaylı olarak verilmiştir.

Milyonlarca kullanıcının erişimini destekleyebilecek dijital altyapı sağlanmalıdır. Altyapı hem video konferans yoluyla eş zamanlı eğitimi, hem de dijital öğrenme kaynaklarının (video, e-materyal, oyun vb.) kullanımını (izlenmesi, indirilmesi ve yüklenmesi) desteklemelidir. Ayrıca, sosyal platformlar aracılığı ile kullanıcılar arası iş birliğine izin vermelidir. Bunun için, ağ bant genişliği test edilmeli, ihtiyaç durumunda artırılmalıdır. TV kanallarına ve internete erişimde yeterli altyapıya sahip olmayan bölgeler için telekomünikasyon hizmeti seferberliği oluşturmak da benimsenen stratejiler arasında yer almalıdır. Bunun için mobil operatörler ve telekom hizmeti sağlayıcıları ile ortaklık kurulmalıdır.

Uygun öğrenme araçları kullanılmalıdır. Uzaktan eğitim için kullanılabilecek araçlar oldukça çeşitli olup, her biri belirli bir amaca hizmet etmektedir. Öğrenme yönetim sistemleri, çevrimdışı kullanıma da izin veren araçlar ile eş zamanlı bağlantının sağlanabildiği araçlar salgın sürecinde öğrenmenin sürdürülmesi için en çok tercih edilen öğrenme araçlarıdır. Öğrenme Yönetim Sistemleri (Moodle, Google Classroom vb.) öğrenme kaynağını sunma, paylaşma, tartışma, dersleri yönetme, ödev verme/alma, öğrencilere geri bildirim sağlama ve sürecin kaydını tutma gibi amaçlara hizmet eder. İnternet erişiminin sınırlı olduğu veya hiç olmadığı durumlar için çevrimdışı olarak kategorize edilen araçlardan yararlanılabilir. İndirilebilir formattaki öğrenme kaynaklarının sunulduğu platformlar ve TV kanalları bu araçlara örnek olarak verilebilir. Bu araçlar tekrar tekrar kullanıma izin vermektedir; ancak sunulan öğrenme kaynakları birey göre uyarlanabilir değildir. Bunların yanında, iki veya daha fazla kullanıcının aynı platform veya iletişim kanalı aracılığı ile eş zamanlı öğrenme sağlayan araçlar (Hangouts, Skype, Zoom vb.) bulunmaktadır. Video konferans kullanılarak yapılan canlı dersler bu araçlar aracılığı ile sunulmaktadır 20.

Bu kadar çeşitli öğrenme aracı içinden uygun öğrenme aracı/araçlarının kullanılması öğrencilerin bilgiye erişmesi/oluşturması ve akranlarıyla iş birliği yapması için olduğu kadar öğrenmenin yönetilmesi için de oldukça önemlidir. Ayrıca belirlenen araçların sayısı da bu konuda önem arz etmektedir. Okul özelinde tedbirlerin alındığı ülkelerde okul yönetimi kullanılacak araçlara karar vermelidir. Böylelikle öğretmenler arası tutarlılık sağlanarak öğrencilerin ve velilerin kullanacağı araçlar sınırlandırılabilir. Ayrıca kullanılan araçların çeşitli cihazlarda (bilgisayar, loptop ve telefon), özellikle de pek çok kişinin daha kolay erişmesi sebebiyle telefonlar üzerinde de çalıştırılabilir olması tercih sebebi olmalıdır 21.

Uygun öğrenme kaynaklarına erişim sağlanmalıdır. Eğitimde bilgi teknolojilerinin gelişimi ile birlikte, videolar, e-kitaplar, simülasyonlar, grafikler, oyunlar, e-etkinlikler, e-sınavlar gibi pek çok dijital öğrenme kaynağına erişim mümkündür. Ancak bu yığın arasından öğrenciler için uygun kaynakların seçilmesi oldukça zordur. Seçim yapılırken pek çok kriter gözetilmelidir: (a) kullanıma izin veren lisanslı kaynaklar tercih edilmeli; (b) kaynağın içeriği doğrulanabilir olmalı; (c) öğrencinin ilgisini çekecek etkileşimli kaynaklar kullanılmalı; (d) içeriği düzenlenebilir olmalı; (d) kültüre uygun olmalı ve duyarlı olmalı; (e) içerik, zorluk derecesi ve format olarak öğrenciye uygun olmalıdır. Ayrıca, eğitim kademelerine göre bu seçimler çeşitlendirilmelidir. Uzaktan eğitim sürecinin başında olan ülkeler için bu kriterler gözetilerek mevcut kaynakların bir envanterinin oluşturulması, kaynak eksikliği belirlenerek hızlı bir şekilde ihtiyaca yönelik kaynak temini veya üretilmesi için önem arz etmektedir 22.

Etkili öğrenme yöntemleri seçilmelidir. Uzaktan öğrenme yöntemleri arasında bireysel öğrenme, grup halinde öğrenme veya topluluk halinde öğrenme yer alır. Ayrıca kullanılan öğrenme aracı ve kaynağına göre öğrenci sürece aktif olarak katılabilir, müdahale edebilir, etkileşime girebilir veya TV kanallarında yayımlanan video derslerde olduğu gibi daha pasif bir rol de üstelenebilir. Seçilen yöntem veya yöntemler ülkeden ülkeye, okuldan okula veya öğrenci kademesine ve bilişsel seviyesine göre değişebilir. Ancak, salgın süresince öğrencilerin yalnız hissetmemeleri için arkadaşları ile sosyal etkileşime geçtikleri yöntemlerin seçilen öğrenme yöntemlerinin içine mutlaka dâhil edilmesi gerekir.

Dünya Bankası hem öğrenme kaynağının hem de öğrenme yönteminin eğitim kademelerine göre çeşitlenmesi gerektiğini ifade etmektedir. Buna göre, ses ve görüntü odaklı radyo ve televizyon kanalları gibi içerikler yaşı küçük olan öğrenciler (erken çocukluk ve ilkokul) için daha uygundur. İlkokul öğretmenleri genellikle öğrencileri ile SMS veya sosyal medya aracılığı ile de iletişim kurma eğilimindedir. Orta düzeydeki okullarda öğrenim gören çocuklar için daha aktif rol almalarını sağlayacak çevrimiçi kaynaklar sunulabilir. Yükseköğrenim gören öğrenciler için ise baskın öğrenme yöntemi canlı dersler ve etkileşimli içeriklerin yer aldığı çevrimiçi öğrenme yöntemleri ve kaynakları daha uygun olacaktır 23.

Öğretmenler ve öğrenciler için destek hizmetler verilmelidir. Öğretmenler çevrimiçi öğretim yapma konusunda oldukça tecrübesiz durumdaydılar. Hangi araçları ve kaynakları kullanabilecekleri, hangi yöntemleri uygulayabilecekleri konusunda sürekli desteğe ihtiyaçları var. Bu konuda hükümetler ve okul yönetimleri öğretmenlere gerekli desteği sunmakla ve öğretmenlerin karşılaştıkları zorluklara hızlı bir şekilde çözüm üretmekle yükümlüdürler. Bu destek sağlanmadan, nitelikli bir süreç yönetimi mümkün olamayacaktır. Öğrenciler için ise yalnızca öğrenmenin sürdürülmesine yönelik akademik destek değil, salgın döneminde psikolojik destek de sunulmalıdır. Pek çok hükümet, çeşitli ulusal ve uluslararası kuruluşlarla çalışarak öğrencilerine bu süreçte psikososyal desteğin verilmesi konusunda çalışmalar yürütmektedir.

Hükümet, okullar, kurum ve kuruluşlar arasında güçlü bir iş birliği bulunmalıdır. Bu iş birliğinde hükümet lider olmalıdır. Öğrenmenin sürdürülebilmesi için alınan tedbirlerin anlık olarak değişebildiği göz önüne alındığında, hükümet politika rehberliği, genel koordinasyon ve denetimde aktif rol almalıdır. Hükümet ayrıca sorunsuz bir iletişim platformu oluşturmak, uygun öğrenme kaynaklarını ve araçlarını seçmek ve çeşitli öğrenme yöntemlerini geliştirmek için okulları, kurum ve kuruluşları, aileleri ve toplumu koordine etmelidir. Öğrenmenin sürdürülmesine yönelik alınan tedbirlerin amacına ulaşabilmesi tüm paydaşların iş birliği yapmasına bağlıdır.

Yukarıdaki bölümlerde ele alınan unsurlar birbirini tamamlayan ve acil durumlarda öğrenmenin sürdürülmesi için hükümetlerin göz önüne alması gereken unsurlar. Ancak pek çoğu ideali tanımlıyor. İdeale ulaşmak için ülke koşulları yeterli olmayabilir. Özellikle çevrimiçi erişimde ülkenin veya okulların sahip olduğu altyapı yetersizliklerinden ve/veya öğrencilerin mevcut koşullarından kaynaklı sınırlılıklar söz konusu olabilir. Bu sebeple, pek çok ülke için görece daha yaygın erişimin olduğu TV kanalları üzerinden eğitimin sürdürülmesi öncelikli bir tercih sebebi. Çevrimiçi erişimi desteklemek için ihtiyacı olan öğrenciler tespit edilerek gerekli teknolojik cihazların dağıtımının yapılması ve ücretsiz internet erişiminin sağlanması da alınan tedbirler arasında yer alıyor. Sınırlı teknolojiye sahip ortamlar için ayrıca ders kitapları, okuma listeleri, projeler gibi basılı materyallerinden yararlanılması da öneriliyor. Basılı materyallerin dağıtımının mümkün olmadığı durumunda ise gazetelerden yararlanılabileceği belirtiliyor.

Okulların yeniden açılması

Daha önce de vurgulandığı gibi bu süreç normal koşullarda yürütülmüyor. Bu sebeple de hükümetler ve okullar kısa vadeli planlar ve anlık tedbirler ile öğrenmenin sürdürülmesini sağlamaya çalışıyor. Okulların ne zaman açılacağı ise en çok merak edilen konulardan. Bu konuda Türkiye dâhil pek çok ülkenin kamuoyu ile paylaşılmış net bir kararı yok. Türkiye’de okullar en az 30 Nisan’a kadar kapalı olacak. Salgının seyrine göre okulların kapalı olduğu süre uzatılacak. Amerika’da birçok eyalette (Arizona, Indıana, Michigan, Washington, Utah…) okulların bu dönem boyunca tekrar açılmayacağı açıklandı 24. Öte yandan okullarını kısmen de olsa açan ve açmaya hazırlanan ülkeler bulunuyor. Örneğin, Danimarka’da 12 Nisan 2020 itibarıyla 11 yaşından küçük çocuklar için okullarını açıldı. Açılan okullarda sosyal mesafe kurallarının uygulanacağı açıklanmasına rağmen, pek çok velinin çocuğunu okula göndermediği biliniyor 25. Almanya da 4 Mayıs 2020 itibarıyla okulların kademeli olarak açılacağını duyurdu 26. Ancak yapılan duyuruda teneffüsler ve öğrenme araçlarının kullanımı konusunda tedbir alınacağı ifade edildi. Okulların yeniden açılma planı yapılsa da virüse karşı nasıl tedbirler alınacağı henüz net değil. Peki, bu durumlarda telafi eğitimleri nasıl yapılacak? Uzaktan öğrenme yoluyla öğrencilerin kazanımları ve/veya kayıpları nasıl belirlenecek?

Bu soruların yanıtı da öğrenmenin sürdürülmesine yönelik alınan tedbirlerde olduğu gibi ülkenin koşullarından bağımsız düşünülemez. Her ülke kendi koşullarında çözüm bulacaktır. Önemli olan bu süreçte nelerin eksik kaldığının tespit edilmesi ve telafi eğitimlerinin bu eksiklikleri gidermek üzere planlanmasıdır. Türkiye’de bakanlık tarafından yapılan açıklamalar bu eksikliklerin giderilmesi için yazın telafi eğitimlerinin planlandığını gösterse de bu eğitimlerin ne zaman ve nasıl yapılacağı henüz netlik kazanmış değil.

Değerlendirme ve öneriler

Dünya genelinde okulların normal süreçte eğitim öğretime devam ettiği durumda dahi öğrencilerin kayda değer bir kısmı temel becerilerden yoksun olarak zorunlu eğitim çağını tamamlamaktadır. Bu durum geçtiğimiz yıllarda Dünya Bankası tarafından “öğrenme krizi” olarak tanımlanmıştı. COVID-19 salgını tüm eğitim sistemlerini acil olarak uzaktan eğitim ve e-öğrenme imkânlarını kullanmaya zorladı. Türkiye’de ortaokul, lise ve üniversite düzeyinde belirli bir ölçüde açık öğretim ve uzaktan öğretim deneyimi bulunmasına rağmen, tüm kademelerde ve tüm öğrencileri kapsayacak şekilde bir uzaktan eğitim ilk defa baş etmeye çalışılan bir güçlük. Bu süreçte içerik ve altyapı yetersizlikleri, tüm öğrencilerin bilişim teknolojilerine erişiminin olmaması, anne babaların çocuklarına destek olma kapasitelerindeki farklılıklar ve bazıları açısından dezavantajlar Bakanlık dâhil tüm taraflarca bilinmektedir. Bu yetersizliklerin veya dezavantajların okulların kapatıldığı bu süreç içinde giderilmesi de mümkün gözükmüyor. Çünkü eğitim sistemi yüz yüze eğitim yapmak üzerine yapılandırılmış durumda. Bu nedenle, şu anda öğrenmenin sürekliliğinin sağlanması adına yapılan çalışmaların sadece bir acil durum tedbiri olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, e-öğrenme altyapısı ve içeriği sağlama kapasitesine ve imkânına sahip özel ve resmî tüm kurumların iş birliği içinde imkânlarını kullanıma açmak yoluyla acil durum tedbirlerinin etkililiğini artırmaya katkı sağlaması beklenir.

Okulların 30 Nisan sonrası açılacağı duyurulmuş olmakla birlikte, diğer ülke örneklerinden hareketle bu süre uzayabilir; YÖK tarafından alınan tedbire benzer şekilde öğretim yılının geriye kalan kısmında eğitim öğretime devam edilmesi mümkün olmayabilir ve sadece uzaktan eğitim yoluyla bazı dersler sürdürülebilir. Bu durum Nisan ayı sonu itibarıyla netlik kazanacaktır. Ancak mevcut koşullar dikkate alındığında, okulların en azından Mayıs ayı sonuna kadar kapalı kalması olasılığının yüksek olduğu düşünülmektedir. Bu konuda Bakanlık ikinci yarıyılın geriye kalan kısmında okullarda eğitim öğretime devam edilemeyeceğini açıklayabilir. Bu durumda telafi programına dair planlamanın en azından ana hatlarının duyurulması ilgili taraflar açısından belirsizliği ve stresi azaltıcı bir etki oluşturabilir.

Millî Eğitim Bakanlığı bir telafi programı uygulanacağını açıklamış bulunmakla birlikte, okulların kapalı olduğu dönem içinde öğrenme eksiklerinin telafisi için alınacak tedbirlerde bazı temel konularda karar alınması ve belirsizliklerin azaltılması gerekmektedir. Telafi programı ile ilgili planlamada öncelikle öğrencilerin bulunduğu sınıf seviyesinde, hangi derslerde hangi kazanımların uzaktan eğitim yoluyla kapsandığı ve telafisi yapılacak derslerin ve bu derslere ait kazanımların kapsamı belirlenmelidir. Telafisi yapılacak dersler ve kazanımların kapsamına bağlı olarak telafi eğitiminin süresine karar verilmelidir. Telafi programı salgın koşullarına bağlı olarak Mayıs ayı sonrası için planlanabileceği gibi, riskin görece daha az olabileceği düşüncesiyle 2020-2021 eğitim öğretim yılı başlangıcında okulların erken açılması şeklinde de planlanabilir. Ağustos ayının ikinci yarısından itibaren okulların açılması ve telafi eğitiminin bu dönemde yapılması daha ihtiyatlı bir yaklaşım olarak tercih edilebilir.

Telafi programlarının yapılandırılmasında ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde farklılıklar yanında öğrenme güçlüğü olan öğrenciler, özel eğitime ihtiyaç duyan öğrenciler ve kaynaştırma öğrencilerinin ihtiyaçları dikkate alınmalıdır. Öncelikle ilkokulda, özellikle de 1. ve 2. sınıf düzeyinde daha henüz temel okuma yazma eğitimi alan öğrencilerin uzaktan öğrenmede karşılaştıkları güçlükler dikkate alınarak, ilkokul ve ortaokul kademelerinde telafi eğitimleri lise düzeyinden farklılaştırılabilir. Bakanlık 8. sınıflar ile 12. sınıflar için canlı sanal sınıf uygulaması ile bir farklılaştırma yoluna gitmiştir. Ancak 8. sınıflar ile 12. sınıflar için telafi eğitimleri fiili olarak mümkün olmayabilir. Bu öğrencilerin uzaktan eğitim yoluyla dönemi tamamlamaları yönünde bir seçeneğin ivedilikle değerlendirilmesi ve duyurusunun yapılması gerekir.

Telafi eğitiminin planlanması, kapsamının ve öğrencilerin bir üst sınıfa geçişte öğrenme eksiklerinin tamamlanmasının temin edileceğinin açık bir şekilde kamuoyuna duyurulması pek çok yönden önem arz etmektedir. Telafi eğitimlerinin süresi ve zamanın duyurulması öncelikle okulların planlama yapması açısından önemlidir. Resmî okullarda çeşitli hizmetlerin tedarikçileri; örneğin bazı okullarda yemek, beslenme, taşıma gibi alanlardaki hizmetlerin tedarikçileri ile okul yönetiminin bundan sonraki süreçte nasıl bir yol izleyeceği telafi planlamasına bağlı olacaktır. Özel öğretim kurumları açısından ise bu planlama hem işletme yönetiminin planlanması, istihdamın sürekliliğinin sağlanması, okul-veli ilişkilerinin yönetimi ve sürdürülebilirlik açısından hayati önem taşımaktadır. Bu çerçevede Millî Eğitim Bakanlığının salgının yarattığı olağanüstü koşulların gerektirdiği acil durum tedbirleri ile öğrenmenin ve kurumların sürdürülebilirliğini dengeleyecek kararları, riskleri olmakla birlikte, ihtiyatlı bir şekilde alması ve kamuoyu ile paylaşması beklenir. Belirsizliklerin sürmesi ve artması okulların tekrar açıldığı noktada eğitim öğretim süreçlerinin ve kurumsal işleyişin yeniden sağlıklı bir şekilde harekete geçirilmesini zaafa uğratabilir.

Son söz olarak, COVID-19 salgını eğitim sistemlerinin ve insanlığın yakın geçmişte bu derinlikte ve yaygınlıkta karşılaştığı en büyük krizlerden biri olarak değerlendirilmektedir. Okullar kapatılmış, eğitim öğretime ara verilmiştir. Uzaktan eğitim çabaları bu krizle baş etmede acil olarak öğrenmenin sürekliliğini kısmî olarak da olsa sağlamaya yönelik tedbirlerden oluşmaktadır. Ne yazık ki bu süreçte öğrencileri günde ortalama 7-8 saat uzaktan eğitime ve üzerine soru-test çözmeye, ödevlere, yaprak testlere maruz bırakan okul örnekleri olduğunu da görmek mümkün. Öğrenmenin sürekliliğini sağlayalım ama öğrencilerin de öğretmenlerin de ruh sağlığını riske atmayalım. Bu konuda ebeveynlerin daha iyi bilgilendirilmeleri yanında Millî Eğitim Bakanlığının okulların kapalı olduğu dönemin uzaktan ve yüz yüze eğitim yoluyla telafisine ilişkin belirsizlikleri giderecek kararları alması gerekmektedir.


Dipnotlar:

  1. UNESCO. (2020). COVID-19 educational disruption and response. https://en.unesco.org/covid19/educationresponse adresinden 17 Nisan 2020 tarihinde erişildi.
  2. UNESCO. (2020, 15 Nisan). Distance learning solutions. https://en.unesco.org/covid19/educationresponse/solutions adresinden erişildi.
  3. OECD. (2020). A framework to guide an education response to the COVID-19 Pandemic of 2020. https://read.oecd-ilibrary.org/view/?ref=126_126988-t63lxosohs&title=A-framework-to-guide-an-education-response-to-the-Covid-19-Pandemic-of-2020 adresinden erişildi.
  4. Huang, R.H., Liu, D.J., Tlili, A., Yang, J.F., Wang, H.H., vd. (2020). Handbook on facilitating flexible learning during educational disruption: The Chinese experience in maintaining undisrupted learning in COVID-19 outbreak. Beijing: Smart Learning Institute of Beijing Normal University. https://iite.unesco.org/news/handbook-on-facilitating-flexible-learning-during-educational-disruption/ adresinden erişildi.
  5. UNESCO. (2020). Webinar: UNESCO learning cities respond to COVID-19. What happened and What we done in Beijing and Wuhan? https://uil.unesco.org/system/files/gnlc_webinar_beijing_wuhan.pdf adresinden erişildi.
  6. Dünya Bankası. (2020). Remote learning, distance education and online learning during the COVID19 pandemic: A resource list by the World Bank’s EdTech Team. http://documents.worldbank.org/curated/en/964121585254860581/pdf/Remote-Learning-Distance-Education-and-Online-Learning-During-the-COVID19-Pandemic-A-Resource-List-by-the-World-Banks-Edtech-Team.pdf adresinden erişildi.
  7. UNESCO. (2020, 15 Nisan). Mongolia Students Embarked on Remote Learning in Response to Covid-19. https://en.unesco.org/news/mongolia-students-embarked-remote-learning-response-covid-19 adresinden erişildi.
  8. UNESCO. (2020, 15 Nisan). How is Chile facing the COVID19 education emergency? UNESCO talks with Raul Figueroa, Minister of Education of Chile. https://en.unesco.org/fieldoffice/santiago/articles/minister-education-Chile-covid-19 adresinden erişildi.
  9. MEB. (2020, 15 Nisan). Bakan Selçuk, koronavirüs’e karşı eğitim alanında alınan tedbirleri açıkladı. http://www.meb.gov.tr/bakan-selcuk-koronaviruse-karsi-egitim-alaninda-alinan-tedbirleri-acikladi/haber/20497/tr adresinden erişildi.
  10. MEB. (2020, 15 Nisan). Uzaktan eğitim 30 Nisan’a kadar devam edecek. https://www.aa.com.tr/tr/egitim/milli-egitim-bakani-selcuk-uzaktan-egitim-30-nisana-kadar-devam-edecek/1779414 adresinden erişildi.
  11. MEB. (2020, 15 Nisan). TRT-EBA TV Yayın akışı / Ders programı. https://www.meb.gov.tr/trt-eba-tv-yayin-akisi-ders-programi/haber/20573/tr adresinden erişildi.
  12. MEB. (2020, 15 Nisan). Bakan Selçuk’tan uzaktan eğitimle ilgili en çok sorulan 10 soruya yanıt. http://www.meb.gov.tr/bakan-selcuktan-uzaktan-egitimle-ilgili-en-cok-sorulan-10-soruya-yanit/haber/20579/tr adresinden erişildi.
  13. MEB. (2020, 15 Nisan). Eğitimde bu hafta 23-29 Mart 2020. http://www.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2020_04/01112942_EGYIYTIYMDE_BU_HAFTA_23-29_MART_2020.pdf adresinden erişildi.
  14. MEB. (2020, 15 Nisan). EBA’da canlı sınıfla eğitim başlıyor. http://www.meb.gov.tr/ebada-canli-sinifla-egitim-basliyor/haber/20602/tr adresinden erişildi.
  15. MEB. (2020, 15 Nisan). Lise öğrencilerine soru destek paketi. http://www.meb.gov.tr/lise-ogrencilerine-soru-destek-paketi/haber/20670/tr adresinden erişildi.
  16. MEB. (2020, 15 Nisan). EBA TV’de kaynaştırma öğrencilerine özel içerik. http://www.meb.gov.tr/eba-tvde-kaynastirma-ogrencilerine-ozel-icerik/haber/20689/tr adresinden erişildi.
  17. Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun. T.C. Resmî Gazete, Sayı 31102 (2020). https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/04/20200417-1.htm adresinden erişildi.
  18. MEB. (2020, 16 Nisan). Bakan Selçuk’tan “telafi eğitimi” düzenlemesine ilişkin açıklama. http://www.meb.gov.tr/bakan-selcuktan-telafi-egitimi-duzenlemesine-iliskin-aciklama/haber/20710/tr adresinden erişildi.
  19. Huang, R.H., Liu, D.J., Tlili, A., Yang, J.F., Wang, H.H., vd. (2020). A.G.E.
  20. UNESCO. (2020, 15 Nisan). A.G.E.
  21. Dünya Bankası. (2020). Education systems’ response to COVID19 brief: April 10, 2020. http://pubdocs.worldbank.org/en/270911586813434245/COVID19-Education-Sector-Brief-April-10-FINAL.pdf adresinden erişildi.
  22. Dünya Bankası. (2020). A.G.E
  23. Dünya Bankası. (2020). A.G.E
  24. EdWeek. (2020). Map: Coronavirus and School Closures. https://www.edweek.org/ew/section/multimedia/map-coronavirus-and-school-closures.html adresinden 17 Nisan 2020 tarihinde erişildi.
  25. Washingtonpost. (2020, 17 Nisan). As Danish schools reopen, some worried parents are keeping their children home. https://www.washingtonpost.com/world/europe/as-danish-schools-reopen-some-worried-parents-are-keeping-their-children-home/2020/04/16/751eb19e-7f38-11ea-84c2-0792d8591911_story.html adresinden erişildi.
  26. TheGuardian. (2020, 17 Nisan). Merkel announces plans to reopen schools and shops in Germany. https://www.theguardian.com/world/2020/apr/15/angela-merkel-announces-plans-reopen-schools-shops-germany-coronavirus-lockdown adresinden erişildi.