Etkili Öğretmenlik
Etkili öğretimden bahsetmeden önce öğretimin tanımı ile işe başlamak gerektiği düşüncesindeyim. Öğretim, öğretme faaliyetlerinin planlı-programlı ve sistemli düzenlemelerle yapılması anlamına gelen iştir. Öğretimin temel şartı ise öğrenmedir. Öğrenme; bilişsel, duyuşsal, psikomotor olmak üzere üç ögeye ayrılan ve davranışlarda meydana gelen değişikliklerin tümünü içeren bir süreçler bütünüdür. Öğrenme, bilginin hazır bulunduğu yerde değil, keşfedildiği yerdedir. John Dewey “Sınıfta öğrenme olmuyorsa öğretim diye bir şey yoktur.” derken, öğretimin birincil şartına işaret etmiştir.
Öğretim ve öğrenim tanımlarından hareketle, etkili öğretimin plan-program ve sistem dahilinde meydana getirilebileceği söylenebilir. Etkili öğretim için bazı koşulların sağlanması gerekir. Öğrencilerin hazırbulunuşluk düzeyleri, öğrenme ortamı ve öğretmenin tutumu bu koşulların en önemlilerini oluşturur.
Hazırbulunuşluk düzeyi, öğrenmeyi dolayısıyla öğretimi etkileyen en önemli unsurlardan biridir. Etkili bir öğretim için öğretmenin sınıf içinde etkili bir değerlendirme yapması gerekir. Etkili bir öğretmen, öğrencilerin hazırbulunuşluk düzeylerinin derse hazır olup olmadığını değerlendirebilen ve onları hazır hale getirebilen öğretmendir.
Öğrenme ortamının fiziksel durumunu baz alacak olursak, öğrencilerin fiziksel ihtiyaçlarını destekleyecek nitelikte sınıflar hazırlamamız gerekir. Etkili bir öğretmen, sınıfı gerçek sahiplerine teslim etmelidir. Fakat öğrencilere kendi ortamlarını yaratmak için fırsat tanırken onlara rehberlik etmeyi göz ardı etmemelidir. Öğrencilere, kullanılmayacak materyallerin sınıfta biriktirilmesinin dağınıklıktan başka bir şey yaratmayacağı bilgisi kazandırılmalıdır. Bu kazanım, sınıf ortamının iyileştirilmesi için önemli bir adımdır. Edward Tufte’ın belirttiği gibi, “Dağınıklık ve karmaşa tasarım eksikliğidir, bilgi göstergesi değil.”
Materyaller, etkili öğretimle doğru orantılı olarak sınıfta bulunmalıdır. Öğretime hizmet etmeyen her şey, sınıf ortamından uzaklaştırılmalıdır. Çünkü ortam düzeni, fiziksel ve psikolojik sağlık üzerinde sandığımızdan çok daha fazla etkiye sahiptir. Etkili öğretmen tüm bunları göz önünde bulundurur ve sınıf ortamını esnek, düzenli, doğru ışıklandırma ile yeniden düzenler.
Öğrenme için uygun ortam sağlamak yalnızca fiziksel şartları içermez. Etkili bir öğrenme ortamında öğrenciler sürece dahil olurlar. Bu noktada etkili öğretmene düşen görev, sürecin işleyişinde denetim ve gözlem yapmak olmalıdır. Çünkü öğretmen denetiminin olmadığı süreçlerde öğrenci motivasyonu düşer. Bu, bağımsız çalışmanın yanlış olduğu anlamına gelmez. Sadece gerekli denetimin ve rehberliğin etkili şekilde sürdürülmesi gerektiği anlamına gelir.
“…görevini bilen bir öğretmenin yapacağı şey, çocuktan kendi sorumluluğunu kendi ölçen, kendi kendini yönetebilen tam bir şahsiyet meydana getirmektir. Hürriyet, bütün ahlâk terbiyesinin en sağlam dayanak noktasıdır.” (Talim ve Terbiyede İnkılap, İsmail Hakkı Baltacıoğlu, 1995)
Bunun dışında, etkili öğretimi gerçekleştiren etkili bir öğretmen, ortamda merak duygusunu canlı tutabilen öğretmendir. Bu, öğrencilerin sürece katılımını teşvik ederken kendiliğinden doğru bir öğrenme ortamı geliştirilmesine yardımcı olur.
Öğretmen öğrenme ortamında etkili olmak istiyorsa net olmakla işe başlamalıdır. Verilen her yönerge, bir sonraki adımın basamağını oluşturacağı için, açık olarak ifade edilmelidir. Bu da öğretmenin dili etkili kullanma becerisine bağlıdır. Net olmayan her yönerge ya da her bilgi, öğrenme ortamında motivasyonu düşürür. Dolayısıyla etkili bir öğretmen, verdiği her bilginin öğrencileri tarafından alınmasını istiyorsa öncelikle net olmalıdır.
Etkili öğretmenliğin bir diğer kuralı tutarlı olmaktır ki tutarlılık, netlikle ilişkilidir. Öğrenciler okula adımlarını attıkları ilk andan itibaren öğretmenlerini model almaya başlarlar. Dolayısıyla bir öğretmen, öğrencilerine bir şey söylerken söylediğinin aksine davranışlarda bulunursa tutarlı olmaz. Çünkü çocuk, dinlediğini değil gördüğünü esas alır.
Gandhi, Ron Clark Story, Mona Lisa Smile, Miracle Worker filmlerindeki öğretmen modellerinin her birinde tutarlılık ve kararlılık açık bir şekilde gözlenir. Ve bu öğretmen modellerinin her biri başarıya ulaşmıştır. Eğitimde başarı ise, öğretimi etkili kılarak öğrencide bir hedef yaratmak ve o hedefe ulaşmak için rehberle beraber çizilen yolu tamamlamaktır. Bu hedefler ve takip edilecek adımların gerçekleştirilmesi ise yalnızca tutarlı, kararlı ve sistemli bir eğitimle mümkündür.
Empati, bir öğretmenin sahip olması ve en çok geliştirmesi gereken özelliğidir. Jean-Jacques Rousseau, “İnsanı insanın içinde, çocuğu çocuğun içinde ele almak gerekir.” derken empati duygusuna işaret eder. Öğrencinin her davranışını yargılamadan önce, onun şartlarını, fiziksel ve bilişsel özelliklerini göz önünde bulundurarak empati yapmak gerekir. “Çocuklara saygı gösterin ve onlar hakkında iyi ya da kötü diye yargıda bulunmakta acele etmeyin.”
İstekli bir öğretmenin öğrencileri de istekli olur. İşini severek yapan bir öğretmen, öğrencilerinin düzeyine rahatlıkla inebilir. Onlarla çocuk olabilmek, onları anlamanın ve kendini onlara anlatmanın ilk adımını oluşturur. İstek, öğrenme ortamını etkili kılar. Ve yine istek, yalnızca etkili öğretmenlerde var olur.
Öğretmenler öğrencilerinin kendilerini sevmesini mi istiyorlar? O zaman onlara yakın olmayı denemekle işe başlamalılar. Bu mesleğin özünü sevgi oluştururken ağzından çıkan her cümlede bir emir kipi bulunan tahammülsüz öğretmenler, bu işi etkili bir şekilde yürütemezler.
Bir konuda çok bilgi sahibi olmak, o konuda yetkin bir öğretmen olacağınız anlamına gelmez. Öğretmenlik, bilgiyi etkili şekilde aktarma becerisidir. Dolayısıyla etkili bir öğretmen; bilgisini açık, net ve anlaşılır şekilde aktarabilen öğretmendir. Fakat bilgi, öğretme işi için tek başına yeterli değildir. Öğretmen bilgili olduğu kadar yaratıcı da olmalıdır. Derslerde doğayı etkili şekilde kullanabilmeli, az materyalle çok şey verebilmeli ve öğretim stratejilerini derslere göre düzenleyerek kendi öğretim stratejisini oluşturabilmelidir.
Tüm bunlardan hareketle etkili bir öğretmenin özünün bilgi, empati, sevecenlik, anlayış, netlik, tutarlılık ve kararlılıktan oluştuğunu söyleyebiliriz.
Öğretmenlik, meslekten önce bir vicdan meselesidir. Etkili olmayan öğretmenlik, başarısızlıkla sonuçlanan bir meslek ve sönen yüzlerce umudu içinde barındırır. Dolayısıyla her öğretmenin ve her öğretmen adayının önceliği salt öğretmen olmak değil, etkili ve iyi bir öğretmen olma idealine ulaşmak olmalıdır.